Bunun yanında ailelerin yetişkin olarak tek-
nolojiyi yararlı kullanma konusunda çocukla-
rına nasıl örnek olduğu önemlidir. Akşamları
işten gelen anne-baba evdeki tüm vaktini cep
telefonu ve bilgisayar karşısında geçiriyorsa,
çocuklarıyla oynamak yerine ellerini tuşlardan,
gözlerini ekrandan ayıramıyorsa, çocuklarla
kaliteli zamandan söz etmek mümkün değildir.
Böyle bir aile ortamında ebeveynlerin koyacağı
bilgisayar sınırının hiçbir anlamı olmayacaktır.
Anne-babaların kendilerinin internet ile olan
ilişkilerini gözden geçirmeleri rol model olma
açısından yararlıdır.
Artık teknolojiyi hayatımızdan çıkartamayacağı-
mızdan, tamamen yasaklamak yerine çocukla-
rımıza teknolojiyi nasıl kullanacağı konusunda
eğitebiliriz. Diğer konularda olduğu gibi bu
konuda da sınırların olması çocuğun dürtü
kontrolünün gelişiminde olumlu etki yaratacak-
tır. Sınır koymayan, çocuklarının her istediğine
izin veren ebeveynlerin çocukları onları çok se-
vebilir ancak bir süre sonra saygı duymayabilir.
Örneğin tableti veya cep telefonunu daha ön-
cesinde sürekli almasına izin veren bir ebevey-
nin, sınır koymaya çalışması esnasında çocuğun
ebeveynine vurarak cevap vermesi gibi. Trafikte
kurallar ve lambalar olmasa, trafiğin felç ola-
cağı ve kazaların yaşanması kaçınılmazdır. Bu
örnekten yola çıkarak da hayatımızdaki sınır-
ların, ilişkilerimizde sevgi kadar gerekli olan
“birbirimize saygıyı” da beraberinde getirdiği
unutulmamalıdır.
Çocuğunuz kendini yatıştırma aracı olarak
sadece bilgisayarı görüyorsa, alınması gereken
bir diğer önemli tedbir ise bilgisayar dışı et-
kinliklere yönlendirmektir. Sosyal faaliyetlerin,
çocuğun sorunlarla baş etme gücünü arttırdığı
bilinmektedir. O nedenle çocuğunuzun hangi
alanda yeteneği varsa, bu doğrultuda beceriler
kazandıracak ortamlar evde hazırlanabilinir (ör-
neğin ilgi alanı resim ise boya ve malzemeler
alınıp resim yapmaya teşvik etmek) yada ilgili
kurslara (örneğin spor kursuna) yönlendirilebi-
linir.
Bunun yanında ders sorunlarının artması
sonrası okulda kendini başarısız ve değersiz
hisseden çocuğun, bilgisayar oyunlarında başa-
rılı olması yada sosyal medyada popüler olması
internete yönelimini arttırabilir. İnternet böy-
lece akademik sorunların yarattığı sorunlardan
uzaklaşma ve kendini yatıştırma aracı olmak-
tadır. Bu durumda sadece akademik sorunların
sonucu olan internet bağımlılığına yönelmek
yetmez, akademik sorunların kaynağını da
araştırmak gerekir. Eğer öğrenme güçlüğü
varsa birebir dersler veya kurslar alınması veya
dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğuna bağlı
dikkat sorunları varsa bunun tedavisinin sağ-
lanması gerekir. Bu sorunların çözümü adına
atılan adımlar internet bağımlılığın azalmasına
da katkı sağlayacaktır.
Sonuç olarak çocuklarda gözlenen
tüm ruhsal sorunlarda olduğu gibi
internet bağımlılığında da bütüncül
yaklaşım çok önemlidir. Bütüncül
yaklaşımdan kastedilen aile, okul,
çocuk ve ergen psikiyatristinin
uyumlu birlikteliği ile çocuğa destek
oldukları yaklaşımdır. Yoksa bahse-
dilen işbirliği olmadan, çocuğun tek
başına bu durumu düzeltmesi müm-
kün değildir. Çocuğun internete yö-
nelimini arttıran nedenler ve inter-
net bağımlılığının çocuğun hayatının
hangi alanlarını ne kadar etkilediği
ve ne tür kayıplara yol açtığı iyice
araştırılıp, bunlara yönelik adımlar
atılmalıdır.
17