Previous Page  19 / 64 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 19 / 64 Next Page
Page Background

Bunun yanında ailelerin yetişkin olarak tek-

nolojiyi yararlı kullanma konusunda çocukla-

rına nasıl örnek olduğu önemlidir. Akşamları

işten gelen anne-baba evdeki tüm vaktini cep

telefonu ve bilgisayar karşısında geçiriyorsa,

çocuklarıyla oynamak yerine ellerini tuşlardan,

gözlerini ekrandan ayıramıyorsa, çocuklarla

kaliteli zamandan söz etmek mümkün değildir.

Böyle bir aile ortamında ebeveynlerin koyacağı

bilgisayar sınırının hiçbir anlamı olmayacaktır.

Anne-babaların kendilerinin internet ile olan

ilişkilerini gözden geçirmeleri rol model olma

açısından yararlıdır.

Artık teknolojiyi hayatımızdan çıkartamayacağı-

mızdan, tamamen yasaklamak yerine çocukla-

rımıza teknolojiyi nasıl kullanacağı konusunda

eğitebiliriz. Diğer konularda olduğu gibi bu

konuda da sınırların olması çocuğun dürtü

kontrolünün gelişiminde olumlu etki yaratacak-

tır. Sınır koymayan, çocuklarının her istediğine

izin veren ebeveynlerin çocukları onları çok se-

vebilir ancak bir süre sonra saygı duymayabilir.

Örneğin tableti veya cep telefonunu daha ön-

cesinde sürekli almasına izin veren bir ebevey-

nin, sınır koymaya çalışması esnasında çocuğun

ebeveynine vurarak cevap vermesi gibi. Trafikte

kurallar ve lambalar olmasa, trafiğin felç ola-

cağı ve kazaların yaşanması kaçınılmazdır. Bu

örnekten yola çıkarak da hayatımızdaki sınır-

ların, ilişkilerimizde sevgi kadar gerekli olan

“birbirimize saygıyı” da beraberinde getirdiği

unutulmamalıdır.

Çocuğunuz kendini yatıştırma aracı olarak

sadece bilgisayarı görüyorsa, alınması gereken

bir diğer önemli tedbir ise bilgisayar dışı et-

kinliklere yönlendirmektir. Sosyal faaliyetlerin,

çocuğun sorunlarla baş etme gücünü arttırdığı

bilinmektedir. O nedenle çocuğunuzun hangi

alanda yeteneği varsa, bu doğrultuda beceriler

kazandıracak ortamlar evde hazırlanabilinir (ör-

neğin ilgi alanı resim ise boya ve malzemeler

alınıp resim yapmaya teşvik etmek) yada ilgili

kurslara (örneğin spor kursuna) yönlendirilebi-

linir.

Bunun yanında ders sorunlarının artması

sonrası okulda kendini başarısız ve değersiz

hisseden çocuğun, bilgisayar oyunlarında başa-

rılı olması yada sosyal medyada popüler olması

internete yönelimini arttırabilir. İnternet böy-

lece akademik sorunların yarattığı sorunlardan

uzaklaşma ve kendini yatıştırma aracı olmak-

tadır. Bu durumda sadece akademik sorunların

sonucu olan internet bağımlılığına yönelmek

yetmez, akademik sorunların kaynağını da

araştırmak gerekir. Eğer öğrenme güçlüğü

varsa birebir dersler veya kurslar alınması veya

dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğuna bağlı

dikkat sorunları varsa bunun tedavisinin sağ-

lanması gerekir. Bu sorunların çözümü adına

atılan adımlar internet bağımlılığın azalmasına

da katkı sağlayacaktır.

Sonuç olarak çocuklarda gözlenen

tüm ruhsal sorunlarda olduğu gibi

internet bağımlılığında da bütüncül

yaklaşım çok önemlidir. Bütüncül

yaklaşımdan kastedilen aile, okul,

çocuk ve ergen psikiyatristinin

uyumlu birlikteliği ile çocuğa destek

oldukları yaklaşımdır. Yoksa bahse-

dilen işbirliği olmadan, çocuğun tek

başına bu durumu düzeltmesi müm-

kün değildir. Çocuğun internete yö-

nelimini arttıran nedenler ve inter-

net bağımlılığının çocuğun hayatının

hangi alanlarını ne kadar etkilediği

ve ne tür kayıplara yol açtığı iyice

araştırılıp, bunlara yönelik adımlar

atılmalıdır.

17