Çocukların karşılaşabileceği başlıca ev kazalarına dair, temel düzeyde bilinmesi gerekenler:
Yaşları gereği, tehlikeleri öngörme yetileri ve kendilerini koruyacak refleksleri henüz sınırlı çocuklarımız; bu kazaları en sık beşik, yatak, masa, koltuk, mama sandalyesi gibi eşyalardan düşme şeklinde yaşar. Merdivenler, balkonlar, pencereler de ciddi sonuçları olan düşmelerin yaşandığı yerler. Zeminin kayganlığı veya barındırdığı engeller de; risklerden habersiz, heyecanla dünyayı keşfederek gelişmekte olan çocuğumuzun, koşarken hattâ yürürken düşmesine neden olabilir. Kendimizi onların heyecanına kaptırdığımızda veya dikkatimizi dağıtan başka durumlar eşlik ettiğinde, kucağımızdan dahi düşmeleri mümkün. Ev eşyalarının çocuklarımızın üzerine devrilip, düşmesi durumları da bu kaza türü kapsamında değerlendirilebilir.
Bu olayların ortak özelliği, çocuklarımızın vücutlarına darbe almalarına yol açmaları. Vücudun hangi kısım(lar)ının, hangi şiddette darbeye maruz kaldığı belirleyici.
Çocuğumuzun maruz kaldığı darbenin düşük şiddetli olduğu hallerde, genelde darbeyi alan vücut bölgesinde kızarıklık ve hafif şişlikle sınırlı belirtiler söz konusudur. Bu tür durumlarda darbe alan kısma (buz veya soğuk suyla ıslatılmış bezle) soğuk uygulayarak daha fazla şişmesini önlemek yeterlidir.
Çarpışılan cisim veya yüzeyin yeterince sert, sivri veya keskin olduğu haller, cilt yaralanmalarıyla sonuçlanır. Bu durumlarda,
· Yaranın üzeri temiz bir bezle kapatılır,
· Kanama varsa, baskı uygulanarak kontrol altına alınmaya çalışılır
Ciltteki küçük kesiklerde, genelde kesik yere elle 5 dakika baskı uygulamak kanamayı durdurur.
Yüksek şiddetli düşme – çarpmalar daha derindeki, daha kritik, daha hassas organların hasar görme riskini arttırır. Başa alınan darbelerde beyin, gövdeye alınan darbelerde akciğerler, karaciğer, dalak, böbrekler, pankreas, bu riskten en çok etkilenen organlardır. Kollar ve bacaklarda kemik kırıkları, özellikle yüksekten düşmelerde sıkça görülür.
Özellikle şiddetli düşme/çarpmalardan sonra, çocuğumuzun sağlığıyla ilgili her şey yolunda gibi görünse dahi, travmadan sonraki 24 saatte gözlem gerekir. Kafatası, göğüs ve karın boşluklarındaki bir organ veya damar yaralanması hemen belirti vermeyebilir!
Herhagi bir travma sonrası; huzursuzluk, şuur bulanıklığı, ellerde ve kollarda hareket kısıtlılığı, kusma, dalgınlık, sürekli uyku hali, solunum sıkıntısı, karın ağrısı, renk solukluğu veya havale geçirme gibi durumlar olursa mutlaka ve hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Yüksek şiddetli travmalarda yukarıda sayılan belirtiler olmasa bile kemik kırığı, eklem çıkığı veya bir iç kanama daha olası olacağından en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması şarttır.
Çocuklarımızın başına ev kazası olarak gelen yanıklar genelde kaynar su, süt, çay, kızgın yağ gibi maddelerle temas veya elektrik çarpması sebeplidir. Sonuçları, sadece soğuk suya tutmanın yeterli olduğu basit bir kızarıklıktan ibaret olabileceği gibi; hayatı tehdit eden ve uzun dönem yoğun tıbbî tedavi ve cerrahî müdahale gerektirecek denli ciddî bir tablo da oluşturabilir. Durumun ciddiyetini yanığın derinliği, yaygınlığı ve oluştuğu bölge belirler.
· Yüz yanığı hallerinde solunum yolunun etkilenip etkilenmediği kontrol edilir,
· Yanmış alan(lar)daki deri kısımları kaldırılmadan giysiler çıkarılır,
· Yanık bölge en az 20 dakika çeşme suyu altında tutulur (yanık yüzeyi büyükse ısı kaybı çok olacağından önerilmez),
· Ödem oluşabileceği düşünülerek yüzük, bilezik, saat gibi eşyalar çıkarılır,
· Hijyen ve temizliğe dikkat edilir,
· Su toplamış yerler patlatılmaz,
· Yanık üzerine ilaç, yanık merhemi veya başka bir şey sürülmemelidir,
· Yanık üzeri temiz bir bezle örtülür,
· Hasta/yaralı battaniye ile örtülür,
· Yanık alan büyük, sağlık kuruluşu uzak, damardan sıvı verme imkânı yoksa; hasta / yaralının kusması yoksa ve bilinçliyse ağızdan sıvı (1 litre su -1 çay kaşığı karbonat -1 çay kaşığı tuz karışımı) verilerek sıvı ve mineral eksikliği önlenmeye çalışılabilir,
Elektrik Yanıklarında:
· Hasta/yaralıya dokunmadan önce elektrik akımı kesilmelidir, akımı kesme imkânı yoksa tahta çubuk ya da ip gibi bir cisimle elektrik teması kesilmelidir,
· Hasta/yaralıya kesinlikle su ile müdahale edilmemelidir,
· Hasta/yaralı hareket ettirilmemelidir,
· Hasar gören bölgenin üzeri temiz bir bezle örtülmelidir,
Eğer çocuğumuz baygınsa, sağlık ekipleri gelene dek;
Özellikle 4 yaşından önce ağızdaki sakızın, ezilmemiş fındık, fıstık benzeri taneli yiyeceklerin verilmesi hallerinde nefes borusuna kaçması şeklinde gelişen bu durum, hava yolunun, solunumu gerçekleştirmek için gerekli havanın geçişine imkân vermeyecek şekilde tıkanmasına sebep olur. Tıkanma tam ya da kısmî olabilir.
Kısmi tıkanmada çocuk nefes alabilir, konuşabilir, ancak genelde öksürük mevcuttur.
Bu durumda hastaya dokunulmaz, sağlık kurumuna ulaşana dek öksürmeye teşvik edilir.
Tam tıkanmada ise;
Bu durumda Heimlich Manevrası adlı karna bası uygulaması yapılır.
Tam Tıkanıklık Olan Çocuklarda Heimlich Manevrası
Soluk yolu tam tıkalı bebeklerde ise, sağlık ekipleri gelene dek:
Kısmi Tıkanıklık halinde, çocuğun hava yolu yeterli hava giriş çıkışına izin veriyorsa; mümkünse, öksürmeye teşvik edilmeli, yakından izlenmeli ve en yakın sağlık kurumuna ulaşana dek başka girişimde bulunulmamalıdır. Ulaşım esnasında çocuk mümkün olduğunca aynı pozisyonda kontrol altında tutulmalı, solunum ve öksürüğün zayıflaması, kaybolması ve morarma halinde, tam tıkanma için tarif edilen uygulamalara başlanmalıdır.
Metal para, toplu iğne, küçük oyuncak parçaları, pil, çengelli iğne, mıknatıs, bilye ve benzer boyutta cisimlerin yutulması halinde, solunum problemi yoksa herhangi bir müdahalede bulunulmadan, derhal en yakın sağlık kurumuna başvurulmalıdır.
Çocuklarımızın; ulaşamayacakları yerlerde olması gereken kimyasallara erişip, içmeleri halinde oluşacak tablo, içilen kimyasalın niteliğine ve miktarına bağlıdır. Hayati tehlike içeren zehirlenmelere sebep olabilecek tıbbî ve zirai ilaçlar; temas ettiklerinde ağız, yemek borusu, mide, soluk yolu yanıklarına sebep olabilecek çamaşır suyu, kireç çözücü, lavabo açıcı gibi temizlik ürünleri bu kazaların başlıca sebepleridir. İçildikleri durumlarda;
· Bilinç kontrolü yapılır,
· Ağız zehirli madde ile temas etmişse su ile çalkalanır, zehirli madde ele temas etmişse el sabunlu su ile yıkanır,
· Kusma, bulantı, ishal gibi belirtiler değerlendirilir,
· Kusturulmaya çalışılmaz, özellikle yakıcı maddelerin alındığı durumlarda hasta asla kusturulmaz,
· Bilinç kaybı varsa koma pozisyonu verilir,
· Üstü örtülür,
İçilen kimyasalın ambalajının, içeriğiyle birlikte sağlık kurumuna götürülmesi, olayla ilgili bilgilerin toplanarak, aşağıdaki sorulara cevap verebilecek şekilde kaydedilmesi; tıbbi müdahalenin daha çabuk ve yerinde olmasına zemin hazırlar:
Zehirli maddenin türü nedir, ne kadar içti? —İlaç kullanıyor mu? —Hasta saat kaçta bulundu? —Evde ne tip ilaçlar var?
Yukarıda başlıcalarından bahsedilen ev kazalarına karşı alınacak önlemler, en az başa geldiklerinde gerekecek ilk yardım bilgileri kadar önemli ve gereklidir.
İlk yardımın ana amacı, mevcut durumun kökten tedavisi değildir. Öncelikli hedef; olay yerinde, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da durumun kötüye gitmesini önleyebilmektir.
Çocukların en olası ilk yardımcıları olarak, ev halkının da;