Organ Nakli Merkezi

Kalp Nakli


Kalp nakli; ileri derecede hasarlanmış, fonksiyonlarını yapamayan kalbin göğüs boşluğundan çıkarılarak yerine bir başkasından alınan fonksiyonları normal olan “kalp” konulmasıdır. Diğer kalp çıkarılmadan, mevcut kalbin yanı sıra ikinci kalbin konularak yapılan kalp nakli tekniği çok kısıtlı durumlarda yapılabilir. Günümüzde yaygın olarak kullanılan yöntem hasta kalbin çıkarılıp yerine vericiden alınan fonksiyonları iyi olan kalp konulmasıdır. 

Kalp nakli, son dönem kalp yetmezliği olan hastalara yapılır. Bir başka deyişle maksimum tedaviye rağmen kalbe ait şikayet ve semptomların geçmediği ve diğer organlarla ilgili şikayeti olmayan hastalara yapılır. Kalp nakli olmadığı durumda bu hastalarda 1 yıllık beklenen yaşam süresi %50’nin altındadır. 

Alıcı(recipient) ve Verici(donör) aşamasında dikkat edilmesi gereken en önemli parametre kan grubudur. Kan grubunun genelde aynı gruptan olması tercih edilir. Ancak çok özel durumlarda kan naklindeki gibi genel alıcı genel verici formu çalıştırılabilir. Önemli olan diğer bir parametre ise vücut ağırlığıdır. Verici alıcının artı/eksi %20’si olmalıdır. Kalbin daha küçük olması kalbin naklinden sonra alıcıda performansın yeterli olmamasına neden olur. Daha büyük olması göğüs boşluğuna yerleştirilmemesine neden yol açabilir. Bununla birlikte alıcı ve verici arasında cinsiyetin bir önemi yoktur. 

Kalp nakli için yaş sınırı kesin olarak olmamakla birlikte sıklıkla tercih edilen 1-50 yaş arasıdır. Dünyada yeni doğan döneminde de kalp nakli yapılabilmektedir. Türkiye’de en küçük kalp nakli yapılan ilk hasta, Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi’nde yapılan 11 aylık hastamızdır. Nakil sonrası 2,5 yıl olmasına rağmen hastamız, sorunsuz bir yaşam sürdürmektedir. İleri yaşta sınırlayıcı faktörler yaştan çok ek hastalıklarının olup olmadığıdır. Genelde verici az olması nedeniyle 50 yaşın üzeri tercih edilmemektedir. 

Kalp Naklinde zaman önemlidir. Alıcıdan kalbin durdurularak çıkartılması ve vericiye takılıp çalıştırılması için geçen süreye Total İskemi Süresi(Dolaşımın Durduğu Süre) denir. Bu sürenin emniyet sınırı kalp için 4 saattir. Bu nedenle alıcıdan kalp çıkartıldıktan sonra hızlı davranılmalıdır. Şehirler arası alınacaksa en uygun ulaşım vasıtası kullanılmalıdır. Bu sürenin üzerinde kalbin beklenen performansında azalma olacaktır. Bu da kalbin nakil yapıldığı kişide hayati sorun oluşturabilir. 

Kalp nakli olması gereken hastaların belirli bir bekleme süreleri bulunmamaktadır. Hastanın yapılan muayene ve tetkikleri sonucu kalp nakli olması gerekliliği varsa, adaylar normal sıraya konulur. Eğer hayati tehlikesi fazla ise; acil sıraya yazılır. Bu veri Sağlık Bakanlığı’nın oluşturduğu sisteme kaydedilir. Verici sayısı az olması nedeniyle hasta bazen uzun süre bekler, bazen de çok kısa sürede uygun kalp çıkar. Maalesef, uzun süre bekleyip kalp nakli şansını yitiren hastalarda mevcuttur. O nedenle kalp nakli olmayı planlayan hastanın nakil için bir garantisi yoktur. 

Vericinin vücuduna, farklı bir kişinin kalbinin konulmasıyla, vücudun savunma mekanizması çalışmaya başlar ve vücuda dışarıdan giren bu maddeyi atmaya çalışır. Organ nakillerinde bu olaya “rejeksiyon” diyoruz ve çoğunlukla organın fonksiyonlarının kaybolmasına neden olur. Bu nedenle kalp nakli yaptığımız hastalara vücuda koyduğumuz yeni kalbi vücudun kabul etmesi için, “immunsupressif” dediğimiz vücudun savunma mekanizmasını kıran ilaçlar veririz. Bu ilaçlar vücuda yabancı olan kalbin kabulünü sağlayıp, normal fonksiyonlarını yapmasına olanak sağlar. Ancak bu ilaçların istenmeyen etkileri de vardır. Kalp nakli yapılan kişiyi bir takım enfeksiyon hastalıklarına karşı hassas duruma getirir. Böbrek problemlerine, kan basıncının, kan şekerinin ve kan yağının yükselmesine, ellerde titremeye, aşırı kıllanmaya, kemik dokusunda erimelere neden olabilir. Bu nedenle hastaların yakın takibi yapılıp,takiplerde kullanılan ilaçların yan etkileri gözlenilmeli ve ilaç düzeyleri ayarlanmalıdır. Ayrıca; Kalp nakli sonrası doku reddini takip edebilmek amacıyla program dahilinde belli aralıklarla kalpten biyopsi alınması, gerekirse koroner anjıyografi yapılması, ekokardiyografik olarak kalbin değerlendirilmesinin yapılması gereklidir. 

Kalp nakli ileri derecede kalp yetmezliği olan hastalara yapılır. Nakil yapılmadan önce bu hastaların efor kapasiteleri çok düşük, kardiyak şikayetleri fazla ve yaşam kaliteleri düşüktür. Nakil sonrası bu hastalarda yaşam kalitesi hastanın yaşına uygun olarak hiç kalp problemi olmayan bireylerle aynıdır. Yani okula gidebilir, işini yapabilir. Hatta sporunu yapmalıdır. Ancak genel açık kalp ameliyatları sonrası dikkat gösterilmesi gerekli olan kurallara uymalıdır.