tür yanlış anlayış ve uygulamalar çocuğun konuş-
ma, öğrenme gibi yeteneklerini kısıtlayacak ve geri
dönüşü zor olan hasarlar yaratacaktır.
Psikomotor Gelişim:
Normal gelişim gösteren
bir çocuk, çevresel uyarılara karşı belirli tepkiler
gösterir. Uzakta gördüğü oyuncağına emekleyerek
ulaşan, karnı acıkınca bisküvisini kutusundan alıp
yiyebilen, tanımadığı kimsenin kucağına gidin-
ce ağlayan ,annesi gülünce gülen çocuk normal
psikomotor gelişime sahiptir. Yukarıdaki örnekler
çoğaltılabilir. Duygusunu davranışları-
na yansıtan çocukta psikomotor
gelişim normal düzeydedir. Bu
tür davranış yokluğu veya
eksikliği çocuğun dil
gelişimi için olumsuz
etkilerdendir.
Entelektüel
Gelişim (Çevre
iletişimi):
Bebek
doğduktan kısa bir
süre sonra kendi
çıkardığı sesleri
kullanarak işitme
duyusunu geliştirme-
ye başlar. Doğumun 6.
ayında ürettiği ses kalitesi
artar ve çeşitlenir. Mutluluk, hu-
zur farklı melodilerle ifade edilirken;
açlık, hastalık, altını ıslatma gibi durumlarda
daha farklı ritim ve melodi kullanılır. Kullandığı
sesleri tanıyıp geliştirir. Özellikle yakın çevreden
(Anne-baba-kardeş-aile fertleri) duyduğu seslerle
işitme algısını geliştirir. Çocuğun konuşma gelişi-
mi için en önemli devre 0-2 yaş arasıdır.Çocuğun
beyninde mevcut milyarlarca sinir hücresi uyarı
alabildikleri ölçüde gelişebilir ve birbiri ile iletişime
geçerek bilgiyi gerekli merkezlere ulaştırır. Özel-
likle bu dönemde çevreden yeterli düzeyde işitsel
uyarı alınmazsa beyindeki sinir hücreleri gelişemez,
çocuğun konuşma gelişmesine yeterli desteği
sağlayamazlar. Uyarı eksikliği yalnız konuşma
yeteneğini değil, öğrenme ve zihinsel kapasiteyi de
olumsuz olarak etkiler. Çok küçük yaştaki bu olum-
suz etki yaşam boyu eksikliğini gösterir. Konuşma
gelişiminin büyük bir kısmı 4 yaş civarında tamam-
lanır. Lisan ve konuşma ile ilgili gelişim süreci yavaş
da olsa uzun yıllar devam eder. Bebeklik çağların-
daki bu eksik ve yanlış uyarıların ileri dönemlerde
onarılması çok güçtür.
Entellektüel dönem dil gelişiminin en önemli
safhasıdır. Dünyada ve ülkemizde hızla gelişen tek-
noloji, çocukların işitme ve konuşma uyarılarından
uzak kalıp kendi başlarına ayrı bir dünya yarat-
malarına, sosyal iletişim becerilerinin
geri kalmasına yol açmaktadır.
Sabahtan akşama kadar tele-
vizyonlardaki çizgi filmleri
izleyen, ellerinden bil-
gisayar ve akıllı tele-
fonları düşürmeyen
çocukların sadece
dil gelişimi değil,
bütün alanlarda
büyük bir kayba
uğradıkları bilim-
sel olarak ispatlan-
mıştır. Dil gelişim
geriliği, konuşma
bozukluğu şikayeti
ile getirilen çocukların
hikayelerinde her gün uzun
sürelerde televizyonlardan
çocuk programlarındaki çizgi filmleri
izledikleri belirtiliyor. Hiç bir hastalığı olma-
yan ve dil ve konuşma gelişiminin tüm şartlarının
mükemmel olduğu çocuklarda çok yüksek oranda
konuşma gecikmelerine rastlanmakta. Bu çocuklar-
da sadece dil gelişimi değil çoklu zeka indekslerin-
de de büyük düşüşler tespit edilmektedir.
Dil gelişimi insan beyninin en üst düzey fonksiyo-
nudur. Sıfır yaşından itibaren başlayan öğrenme
süreci dört yıl gibi uzun bir zaman içerisinde tam
fonksiyona ulaşabilir. İşitsel uyarıların, beslenmedeki
proteinler, karbonhidratlar, vitaminler gibi insan
sinir sistemini, beyindeki işitme ve konuşma ile ilgili
alanları geliştirme ve olgunlaştırma etkisi vardır.
Bu uyarılardan uzak kalan çocuklar konuşmayı ve
10