Sağlık Rehberi

Meme Büyüklüğünün Tüm Olumsuz Etkileri Meme Küçültme Ameliyatları ile Giderilir


Meme; süt bezleri, bezlerin cilde ulaştığı meme başı ve çevresi, yağ dokusu ve bunları göğüs ön duvarına sabitleyen asıcı bağlardan oluşan önemli bir anatomik yapıdır. Meme başı aynı zamanda sinirsel ağlardan zengindir ve memenin erojen de bir organ olmasında rol oynar. Genetik yatkınlık, beslenme alışkanlıkları ve hormonal nedenlerden dolayı meme dokusunun, göğüs ön duvarında kapladığı alan değişkenlik göstermektedir. Bu doku büyüdükçe; memeyi taşıyan bağlar yer çekiminin etkisiyle gevşeyerek meme dokusunda sarkma gelişmektedir. Meme dokusunda sarkma kabaca, meme altı kıvrımının üzerine katlanma miktarıyla, meme ucunun bu katlanmayla doğru yer değiştirmesiyle tarif edilebilir. Dokunun ağırlığının da artmasıyla omuzlara binen yük artar, omurlarda anatomik yapının bozulmasıyla sırt ağrıları ve boyun ağrıları başlar. Meme katlantısında oluşan nem ve sıcaklığa bağlı pişikler ise hastanın konforunun bozulmasına neden olur. Bu fiziksel problemlere günlük hayatta kıyafet seçiminde zorlanma veya özgüven kaybı gibi psikolojik sorunlar da eşlik edebilir. Meme büyüklüğünün tüm bu olumsuz etkileri ise meme küçültme ameliyatları ile giderilebilmektedir. 


Meme küçültme ameliyatlarında hedef; memede ağırlık yapan meme dokusunu, meme başı korunarak, aşağıya doğru yer değiştirdiği noktadan olması gerektiği noktaya çekmek ve estetik, çekici meme görünümünü sağlamaktır. Meme küçültme ameliyatlarında süreç hastanın şikayetlerinin dinlenmesi ve meme muayenesi ile başlar. Hastanın geçirdiği gebelik sayısı, emzirme planının olup olmaması, son birkaç aydır benzer kiloda olup olmadığı ve kilo verme hedefleri sorgulanır. Meme küçültme ameliyatı olan kadınların yüzde 10’unda süt salgısında azalma olabileceği emzire planı olan hastalara aktarılmalıdır. Hızlı kilo kayıplarına karşı hassas olan meme dokusunun formunun ameliyat sonrasında bozulmaması için hastanın yaşamını sabit kiloda devam ettirmesi gerektiği anlatılır. 

Meme muayenesinde; meme başının konumu, göğüs çevresinin ölçülmesi, memede yer kaplayan kist ve benzeri yapıların tespiti gerçekleştirilir, gerektiği takdirde genel cerrahi ve radyoloji ile temas kurularak memede kitlesi olan hastalar ayrıntılı değerlendirilir. Meme başının ileri derecede aşağıya sarktığı hastalarda meme başının sağlıklı bir şekilde yukarı taşınması konusunda hastanın öyküsüne bağlı olarak çeşitli riskler ortaya çıkmaktadır.  Sigara alışkanlığı olan ve şeker hastası olan kişilerde aşırı sarkmış meme başının yukarı taşınmasında meme başı kayıpları, dikiş hatlarında iyileşme problemleri nadir görülmediği için; hastaların sigara içmeyi bırakması tavsiye edilmektedir. Tüm bu değerlendirmeler sonucunda; meme dokusunun büyüklüğü, hastanın isteği ve cerrahın tercihi doğrultusunda tanımlanmış meme küçültme yöntemlerinden birisi belirlenir. 
Memenin ne kadar küçültüleceği; cerrahla hasta arasında iyice konuşulması gereken bir konudur. Meme başı sağlıklı bir şekilde yeni yerine nakledilirken, meme dikişlerinde gerginlik olmaması, ameliyat sonrası sürecin sorunsuz geçmesi açısından çok önemlidir. Hastalar memelerinin ne kadar küçüleceğini sütyen ölçüsü üzerinden öngörmek isterler. Göğüs çevresi sabit kalacağından, cerrah hastaya sütyendeki cup ölçüsü açısından fikir verebilir. Meme küçültme ameliyatlarında meme boyutları güvenli bir şekilde kabaca bir veya iki cup küçülebilmektedir. E ve D cup ölçüsündeki memeler; C cupa sağlıklı bir şekilde düşürülebilirken, daha da küçük meme boyutları isteğinde meme başı kayıpları yaşanabileceği hastaya aktarılmaktadır. İleri yaştaki hastalarda, 2 kg’dan fazla meme dokusu içeren aşırı sarkık memelerde meme başları yama şeklinde ayrılarak yeni yerine adapte edilmekte ve ameliyat sonrası görülebilecek sorunların önüne geçilmektedir.

Meme küçültme ameliyatları sanılanın aksine ağrı açısından konforlu sayılabilecek ameliyatlardandır. Hastalar sırt ve omuzlarına binen yükün azaldığını ameliyat sonrası ilk günde genel olarak doktorlarına bildirirler. Aşırı gergin dikiş hattı veya ameliyat sahasında kan birikmesi gibi durumlar gerçekleşmedikçe hastalar ağrı kesiciyle rahatlamayan ciddi ağrıları tarif etmezler. Küçültülen meme içerisinde ameliyatın ilk birkaç günü kan birikmesi ağrı ve iyileşme sorunları yaratabileceği için meme içine bir veya iki adet, kanı ve sıvıları dışarı çıkaran dren dediğimiz, üç dört gün içinde çekilen tahliye sistemi yerleştirilmektedir. Drenlerin çekilmesi sonrasında hastalara destekleyici sütyen takılır ve duş almalarına müsaade edilir. Hastalar bir hafta içerisinde mesleklerine geri dönebilirlerken, bir aya yakın meme üzerine yatılmaması, balenli sütyen takılmaması konusunda hastalar uyarılmaktadır.

Meme küçültme ameliyatları sonrası iyileşme sürecini ilk altı boyunca yakından takip etmekteyiz. Bu süreçte ameliyat sonrası memede ödeme bağlı dolgunluk ve şişlik hissi ve meme cildinde gerginlik giderek azalmaktadır. Meme küçültme ameliyatlarının bırakacağı izler hastalar tarafından iyi tolere edilmektedir. Tercih edilecek metoda göre meme başı çevresi ve buradan aşağı inen dik bir kesi izi veya meme başı çevresi, buradan aşağı inen dik bir kesi ve meme kıvrımında olan bir kesi izi olabilmektedir. Bu izler ilerleyen aylarda genellikle çok dikkatli bakıldığında fark edilecek kadar belirsizleşirler. Yara iyileşme problemi olan hastalarda, dikiş izlerinde kabarma fark edildiği takdirde dikiş hatlarına masaj uygulama, silikon tatbiki gibi önlemler alınmaktadır. Bunun için hastaların kendilerine önerdiğimiz ameliyat sonrası birinci, ikinci, üçüncü ve altıncı ay kontrollerini aksatmamaları önemlidir. 

Sonuç olarak; meme küçültme ameliyatları, meme dokusunun hafifletilmesi ve normal konumuna alınmasıyla, hastaların sırtlarına ve omuzlarına binen yükün azalmasıyla konforunu, daha çekici bir meme şekline sahip olmasıyla özgüvenini arttıran; memnuniyet oranı en fazla estetik ameliyatların başında gelmektedir. Bu yüzden, meme büyüklüğü şikâyeti olan hastaların; şikayetlerini ertelemeden deneyimli bir Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanına başvurmasını öneriyoruz.