AKCİĞER KANSERİNDE ERKEN TANI: "DÜŞÜK DOZ BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ"
Akciğer kanserinin sıklığı ve nedenleri:Akciğer kanseri, hızlı ilerleyen kanser türleri arasında erkeklerde birinci, kadınlarda ise ikinci sıklıkta görülmektedir. Akciğer kanserinin oluşumunda kişisel ve çevresel faktörler etkili olmaktadır. Kanser oluşumunda % 80 etkili olan çevresel faktörler arasında sigara içimi en önemli yeri tutarken genetik yatkınlık ise kişisel faktörlerde ön planda yer almaktadır.
Çevresel faktörlerde sigaranın yanı sıra sanayi gelişmesine bağlı olarak kullanımı artan asbest, benzen, krom, nikel, kadminyum gibi metaller, vinil klorür, arsenik, ultraviyole ışınları etkili olabilmektedir.
Sigaranın akciğer kanseri ile ilişkisi:
Akciğer kanserin çevresel nedenleri arasında en önemlisi şüphesiz ki sigara içilmesidir. Sigara içenlerde başta akciğer kanseri olmak üzere birçok kanser türü gelişiminin arttığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu çalışmalarda sigara içilen ve içmeyen kişiler yıllar boyunca izlenmiş ve bu kişilerde akciğer kanseri gelişme sıklığı ayrıntılı olarak araştırılmıştır. Sigara ile akciğer kanseri arasındaki ilişki son 50-60 yıldan beri bilinmektedir. Yapılan pek çok çalışmada akciğer kanserlerinin % 85-90 nedeninin sigara olduğu ve sigaranın akciğer kanser riskini 5 kat ile 15 kat arasında artırdığı ortaya konulmuştur. Akciğer kanseri meydana gelmesi bakımından sigara içmeye başlama yaşı, toplam sigara içme süresi ve günde içilen sigara sayısı gibi faktörlerde rol oynamaktadır. Sigaraya ne kadar erken yaşta başlanmışsa, ne kadar uzun süreden beri ve ne kadar fazla sayıda içiliyorsa risk o kadar artmaktadır. Bununla beraber oluşan risk, sigaranın bırakılması ile azalmaktadır.
Akciğer kanseri insanlarda görülen kanserler arasında en hızlı seyreden türlerden birisidir. Bugünkü olanaklar ile ileri dönemde saptanmış akciğer kanserli kişilerde ne yazık ki tedaviye yeterli yanıt alınamamaktadır. Ancak, çok erken dönemde saptanmış akciğer kanserlerinde hastaların tedaviden yararlanma olasılığı artabilmektedir. Bu nedenle akciğer kanserine yakalanmadan önce korunmak çok önem taşımaktadır. Akciğer kanserinden korunmanın en etkili yolu da sigara içilmemesi ve sigara dumanı bulunan ortamlardan uzak durulmasıdır. Birçok ülkede bu yönde yasal düzenlemeler yapılmış ve etkili bir şekilde uygulanmaktadır.
Sigara ile akciğer kanseri arasındaki ilişki sigara dumanından pasif olarak etkilenen kişiler için de söz konusudur. Kendisi sigara içmediği halde çevredeki diğer kişilerin içtiği sigaradan kaynaklanan dumanı soluyan kişilerde de akciğer kanser riskinin 2 kat ile 5 kat arası yükseldiği bilinmektedir.
Akciğer kanserinde erken tanının önemi:
Akciğer kanserinin erken evrelerde tanı alması ile tedavi edilebileceği bilinmektedir. Erken dönemlerde hastalığın belirti vermemesi nedeni ile yoğun sigara içicileri gibi riskli popülasyonda erken dönemde tümörün tespitine yarayacak bir yöntem tedavi şansını artıracaktır. Bir tanısal yöntemin akciğer kanseri taramasında yeterli olabilmesi için erken tümörleri yakalamada duyarlılığı ve iyi huylu nodülleri saptamada seçiciliğinin yüksek olması gerekir. Bilgisayarlı tomografi akciğer nodüllerinin tespitinde akciğer grafisinden çok daha duyarlı bir incelme yöntemidir. Bununla beraber bilgisayarlı tomografide radyasyon kullanılarak incelemenin gerçekleştirilmesi en önemli dezavantajıdır. Görüntü kalitesinden ödün vermeden düşük doz bilgisayarlı tomografi tekniği ile kanser taramasının yapılabileceğinin anlaşılması ile beraber birçok merkezde akciğer taramaları yapılagelmektedir. Düşük doz Bilgisayarlı tomografi yönteminin farkı:
Düşük doz bilgisayarlı tomografi tekniği normal bilgisayarlı tomografiye göre hastaya daha az radyasyon veren, ancak teşhis için yeterli kalitede görüntü alınmasını sağlayan bilgisayarlı tomografi yöntemidir. Akciğer içindeki bir kanser odağının saptanabilmesi lezyon ile çevre doku arasında yaratılan kontrasta bağlıdır. Düşük doz bilgisayarlı tomografi tekniğinde zaman bağlı röntgen tüp akım değeri (mAs) 250 mAs değerinden 50 mAs değerine indirilmektedir. Bu uygulama uygulanan radyasyon dozunda ciddi bir azaltma yaratırken, akciğerdeki kitle ya da nodülün tespitinde önem taşıyan doku kontrastında anlamlı kayba neden olmamaktadır. Normalde rutin kullanılan protokollerle bir akciğer tomografisinde alınan radyasyon dozu ortalama 5 mSv (radyasyon dozu) düzeyindedir. Düşük doz bilgisayarlı tomografi uygulamasında ise bu değer yaklaşık beşte biri düzeyine düşmekte ve ortalama 1 mSv olmaktadır.
Bu şekilde düşük doz bilgisayarlı tomografi ile akciğer kanseri taraması günümüzde bazı gelişmiş merkezlerde kullanılmaya başlanmıştır. Bu merkezlerden birisi Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı'dır.
Düşük doz Bilgisayarlı Tomografide saptanan sol akciğer kanseri |