Tomosentez ve Dijital Mamografi
- Batı dünyasında her 8 kadından biri hayatının bir döneminde meme kanserine yakalanıyor. Meme kanseri erkeklerde de görülebilen bir kanser türü olmakla birlikte kadınlarda erkeklerden 100 kat daha fazla görülür.
- Ölüm oranını düşürmede en önemli faktör meme kanserinin erken tanısıdır. Erken tanı düzenli kontrol ve meme muayenesi ile başlar. Radyolojik tetkikler ise tanıda önemli görüntüleme yöntemleridir.
- Meme kanserinin erken tanısında en önemli unsur olan mamografi memenin direk grafisi olup öncelikle 40 yaş üzeri kadınlarda tarama ya da tanı amaçlı uygulanmaktadır. Erkeklerde de benzer şekilde çekim yapılabilirken fark erkeklerde tarama amaçle değil sadece tanı amaçlı bir görüntüleme yöntemidir. Bu yöntemle henüz kitle oluşmamışken bile küçük, patolojik kireçlenme odakları tespit edilerek erken dönemde meme kanseri tanısı konulabilmektedir.
- Mamografi iki şekilde uygulanabilir: Analog (konvansiyonel) mamografi ve Dijital Mamografi. Analog mamografide memenin görüntüsü doğrudan film üzerine alınır. Film alındıktan sonra görüntü üzerinde oynanamaz; büyütme yapılamaz ya da doz değiştirilemez. Bu sebeple film alınırken standart koşullar sağlanmalıdır. Belli bir alanı daha ayrıntılı ya da farklı dozda değerlendirmek istenirse yeniden film almak gerekir ki bu da hastanın aldığı dozu artırır. Bunun dışında filmi saklamak için her zaman uygun koşullar sağlanamayabilir ve her zaman filmin kaybolma ya da bozulma riski vardır.
- Günümüzde ise mamografi uygulamaları için tercih edilen yöntem "DİJİTAL MAMOGRAFİ" olup burada çekilen görüntüler film üzerine değil bilgisayar ekranına aktarılmaktadır. Dijital mamografi, dijital (sayısal) teknolojinin kullanıldığı bir sistemdir. Görüntüler elde olunduktan sonra ekranda istenirse seçilen alanlar büyütülerek daha ayrıntılı değerlendirme sağlanabilmekte ve ek film almaya gerek kalmamaktadır. Görüntü kontrastı değiştirilerek memenin her noktası ayrı ayrı değerlendirilebilmektedir. Dijital mamografi ile memenin kalınlığı ve yoğunluğuna göre verilecek dozu ve sıkıştırma şiddetini ayarlayarak gerek hastanın gereksiz radyasyon almasına gerekse fazla sıkıştırmayla ağrı duymasına engel olunur. Ek film alınmaması hastanın aldığı dozu azaltmaktadır. Ayrıca bu yöntemle elde olunan görüntülerin arşivlenerek daha sonraki takiplerde kolaylıkla tekrar kullanılabilmesi mümkün olmaktadır. Filmlerin kaybolması ya da bozulması gibi riskler ortadan kalkmaktadır.
Ancak çok yoğun memelerde dijital mamografi bile üst üste gelen dokuları ayırarak tanı koymada yetersiz kalabilmektedir. Böyle durumlarda hastaya ek film çekme ihtiyacı doğabilmektedir. Bu istenmeyen etkiyi ortadan kaldırmak ve doğru tanıya yardımcı olabilmek için meme radyolojisinde uygulamaya konan son gelişme ise "DİJİTAL MAMOGRAFİ ve TOMOSENTEZ"dir. Tomosentez, meme dokusunun 3 boyutlu olarak değerlendirilmesini sağlayan bir dijital mamografi sistemidir. Tomosentezin, halen kullanılmakta olan dijital mamografi cihazlarından temel farkı, çekim sırasında dijital mamografi cihazlarında X ışını sabit dururken, tomosentez cihazlarında X ışını tüpünün hareketli olması ve bu sayede birden fazla sayıda görüntünün elde edilmesidir. Dijital mamografide 2 boyutlu değerlendirme yapılabilirken tomosentezde görüntüler hacimsel olarak elde edilir ve bu sebeple 3 boyutlu görüntüler elde edilir. Bu sayede normal dokular tarafından örtülen ve görüntülenemeyen kitlelerin görüntülenmesi kolaylaşır. Çalışmalar tomosentez ile özellikle çok yoğun meme yapısında tümörlerin daha kolaylıkla saptanabildiğini ve tümör sınırlarının daha ayrıntılı olarak değerlendirilebildiğini göstermektedir. Tomosentezde alınan X ışını miktarının, normal dijital mamografi ile alınan X ışını miktarı ile hemen hemen aynı olduğu bilinmektedir. Tomosentez için de çekim yaparken tıpkı normal dijital mamografilerde olduğu gibi meme dokusunun sıkıştırılması gerekmektedir. Günümüzde memenin sıkıştırılmadan görüntülerin alındığı bir mamografi sistemi yoktur.
Akılda tutulması gereken, gerek analog gerekse dijital mamografilerde olduğu gibitomosentez uygulamalarında da saptanan kitle lezyonlarının iç yapıları değerlendirilemez. Yani kitlelerin su içerikleri ya da katı kitle olma özellikleri bu yöntemlerle belirlenemez. Bunu anlamak için ultrasonografiye ihtiyaç vardır.
|
|
UNUTMAYIN:
MEME KANSERİNDE ERKEN TANI HAYAT KURTARICIDIR.