•
Beslenmede katı yağlar tüketilmemeli, daha çok sıvı yağlar uygun miktarda tercih edilme-
lidir.
•
Haftada en az 2 kez balık tüketilmeli, gerekirse balık yağından destek alınmalıdır.
•
Tüketilen posa miktarı artırılmalı, kabızlıktan kaçınmalıdır.
•
Karbonhidrat tüketimi azaltılıp daha çok kepekli ürünler tercih edilmelidir.
•
Makarna ve pirinç yerine bulgur; beyaz ekmek yerine tahıllı ekmeğe sofralarda yer veril-
melidir.
•
Sebzelerden brokoli, taze fasulye, yeşil yapraklı sebzeler ve enginar tüketimine daha faz-
la yer verilmelidir. Sendromun karaciğerde yağlanma böbrek fonksiyonunda bozulma ve
gut hastalığı gibi etkileri görüldüğünde pürin içeren karnıbahar, ıspanak, mantar, bezel-
ye, nohut, kuru fasulye seyrek tüketilmelidir. Bunun dışındaki sebze ve meyveler ile tam
buğday ekmeği yenilmelidir.
•
Tuzlu ve şekerli besinlerden, şarküteri ürünlerinden, kızartma ve yağlı yiyeceklerden uzak
durulmalıdır.
•
Sigara ve alkol tüketilmemeli, düzenli spor yapılmalıdır.
Metabolik sendrom tedavi edilmezse;
kalp ve damar rahatsızlıkları, kalp krizi ve felç geçirme olası-
lığı, geometrik olarak artar ve ani ölümler görülebilir. Önlem alınmadığında hipertansiyon, insülin
direnci, Tip 2 diyabet gibi olumsuz sonuçlar en geç 7 yıl içinde ortaya çıkar. Metabolik Sendromun
sebep olduğu hastalıklar tedavi edilmeden bırakıldığında en fazla 10-15 yıl içerisinde kalp krizi,
inme ve felçler, obezite, karaciğer yağlanması, uyku apneleri ve böbrek yetmezliği gibi hastalıklar
bu tabloya eşlik etmeye başlar.
Sonuç olarak;
metabolik sendrom gün geçtikçe artan
önemli bir halk sağlığı sorunudur. Türk erişkinlerin yakla-
şık üçte biri metabolik sendromludur ve kadınlarda oran
daha fazladır. Metabolik sendrom tedavisinde hedef, ge-
lecekteki Tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalık geliş-
me riskini azaltmaktır. Bunun için düzenli beslenme ve
fiziksel aktivitenin artırılmasına yönelik yapılan sağlıklı
yaşam bilincinin tüm topluma yerleştirilmesi en akılcı ve
acil çözüm yoludur.
59




