Previous Page  56-57 / 64 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 56-57 / 64 Next Page
Page Background

kalarının üzerine uygulanır ve dıştan bakıldı-

ğında fark edilmez. Bu amaçla uygun hasta-

larda açık ya da kapalı (laparoskopik) cerrahi

yöntem tercih edilir. Yapılan çalışmalarda bu

cerrahi seçenekleri arasında hastalığın tekrar-

laması açısından anlamlı bir fark bulunama-

mıştır. Kapalı (laparoskopik) yöntemde, ame-

liyat sonrasında ağrının az olması nedeniyle

daha üstün bir seçenektir.

Ameliyat sonrası hastanede kalış süresi ortala-

ma 1-2 gün civarındadır. Taburculuk sonrası

hastalar günlük hayatlarına geri dönebilirler.

Birinci hafta sonunda yapılan kontrolle gerekli

öneriler anlatılır. İlk bir ay ağır fiziksel aktivi-

teden kaçılması dışında herhangi bir kısıtlama

uygulanmaz. Uygulanan yamaya bağlı olarak

ilk bir ay aralıklı uyuşma hissi, iğne batar tarz-

da ağrı beklenen bir durumdur. Nadir de olsa

ameliyat sonrasında ameliyat bölgesinde kalıcı

duyu kaybı, kronik ağrı ve gerginlik hissi görü-

lebilir. Bu durumda ek görüntüleme yöntem-

lerine başvurulur ve gerekli hallerde uygun

tedavi yöntemleri uygulanır.

GÖBEK FITIKLARI

Göbek deliği, gebelikte anne ile fetus

arasındaki kan damarlarının geçtiği

ve doğumdan sonra kendiliğinden

kapanan bir yapıdır. Sağlıklı in-

sanlarda doğumdan sonra ilk 2 yıl

içerisinde karın ön duvarı kaslarının

kaynaşması ile kendiliğinden kapa-

nır ve tüm yaşantı boyunca sadece

bir çukur olarak kalır. Bu açıklığın

kendiliğinden kapanmadığı durum-

larda, özellikle çocukluk çağında,

incebarsaklar, karın içi yağ dokusu

veya karın ön duvarında bulunan yağ

dokusunun bir kese içerisinde göbek

deliğinden cilt altına doğru yer de-

ğiştirmesi sonucu göbek (umbilikal)

fıtıkları oluşur. Çoğunlukla çocukluk

çağında görülmesine rağmen erişkin

yaşantıda da görülmektedir.

Erişkin yaşantıda karın içi basıncın arttığı du-

rumlar (kronik öksürük, kronik kabızlık, ka-

rın içi assit birikimi), ağır fiziksel aktivite ve

bağ dokusu hastalıklarının bulunması duru-

munda göbek fıtığı gelişebilmektedir. Sigara

ve obezite göbek fıtığı gelişmesi açısından risk

faktörü olarak kabul edilir. Hastalarda başvuru

anında göbek deliğinde dışarıdan fark edilen

şişlik mevcuttur. Başlangıç aşamasında ol-

dukça küçük olması nedeniyle fizik muayene

ile tespit edilemeyebilir ve bu aşamada sadece

karın ön duvarında bulunan yağ dokusunun

kese içerisinde fıtıklaşması söz konusudur.

Hastalarda dokunma ile belirgin bir ağrı olabi-

lir. Kronik öksürük, kabızlık veya karın içi as-

sit birikiminin olduğu durumlarda fıtık kesesi

büyümeye devam eder ve kese içerisine barsak

segmentleri girmeye başlar. Bu aşamada hasta

dıştan bakı ile fıtık kesesini fark eder ve fizik

muayenede kendiliğinden karın içerisine giren

barsak segmentleri elle hissedilebilir. İlerleyen

olgularda fıtık kesesi içerisine giren barsak

segmentleri karın içerisine tekrar girmeyebilir

ve hastalarda ani başlangıçlı şiddetli ağrı, bu-

lantı, kusma, gaz-gaita çıkaramama şikayetleri

görülür. Bu hastalara boğulmuş fıtık nedeniy-

le acil cerrahi girişim gerekmektedir ve haya-

tı tehdit edici boyutta olabilir. Bu tablo kasık

fıtıklarına göre daha az görülmektedir. Tanı

fizik muayene ve ultrasonografi ile konulabilir.

Tedavi

kasık fıtıklarında olduğu gibi tanı

sonrasında cerrahi müdahaledir. Genellikle 2

cm’den küçük fıtıklarda fıtık kesesinin çıka-

rılması ve karın duvarının basit yöntemle ka-

patılması yeterlidir. 2 cm’den büyük fıtıklarda

ise tekrarlama riskini en aza indirgemek için

yama kullanılması gerekmektedir. Basit göbek

fıtıkları kısmi anestezi altında, ilerlemiş büyük

göbek fıtıkları ise genel anestezi altında ame-

liyat edilmektedir. Fıtığın büyüklüğüne göre

açık veya kapalı (laparoskopik) cerrahi seçe-

nekleri tercih edilebilir. Ameliyat sonrası dö-

nemde fıtığın büyüklüğüne ve hastanın genel durumuna göre hastanede kalış süresi ortalama

bir veya iki gündür. Kasık fıtıklarında olduğu gibi ilk bir ay aşırı fiziksel aktiviteden kaçınılmak

haricinde ek bir kısıtlama uygulanmaz ve hastalar günlük yaşantılarına ilk bir hafta içerisinde

dönebilmektedir. İlerlemiş göbek fıtıklarında hastalığın tekrarlamasını engellemek ve karın ön

duvarına destek olması için ameliyat sonrası ilk üç ay karın korseleri önerilebilir. Göbek fıtık-

larında ameliyat sonrasında en önemli risk hastalığın tekrarlamasıdır. Deneyimli merkezlerde

ameliyat sonrası hastalığın tekrarlama olasılığı oldukça düşüktür.

AMELİYAT YERİ FITIKLARI

Ameliyat yeri fıtıkları (insizyonel herni), karın ameliyatlarında kesilen karın kaslarının tam ola-

rak iyileşmemesi sonucu oluşan fıtıklardır. Karın içi ameliyatlardan sonra yara yerinde gelişen

kan birikmesi, enfeksiyon veya sıvı birikmesi sonucu karın kaslarının tam olarak kaynamaması

nedeniyle oluşur. Hastanın yara iyileşmesini geciktirici hastalığının bulunması veya acil karın

cerrahisi geçirmiş olması risk faktörüdür. Temel belirti ameliyat sonrası kesi yerinde bulunan

şişlik ve fıtıklaşma belirtisidir. Herhangi bir nedenle karın içi ameliyat geçiren hastalarda %12-

15 oranında ameliyat yeri fıtığı görülebilir. Tanı sonrasında hastalara cerrahi tedavi önerilmek-

tedir.

Geleneksel tedavi yöntemi açık cerrahi ile fıtık kesesinin serbestlenmesi, karın kaslarının tekrar

kapatılması ve yama ile desteklenmesi şeklindedir. Uygun hastalarda bu işlem kapalı (laparos-

kopik) olarak da yine yama ile başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Ameliyat yeri fıtıklarının

onarımında temel prensip gerilimsiz ve hastanın anatomik yapısına uygun bir yaklaşımın seçil-

mesidir. Bu hastalarda fıtık onarımı sonrasında tekrarlama riski diğer fıtık çeşitlerine göre daha

yüksektir. Yine de deneyimli merkezlerde hastalığın tekrarlama olasılığı oldukça düşüktür.

54

55