kalarının üzerine uygulanır ve dıştan bakıldı-
ğında fark edilmez. Bu amaçla uygun hasta-
larda açık ya da kapalı (laparoskopik) cerrahi
yöntem tercih edilir. Yapılan çalışmalarda bu
cerrahi seçenekleri arasında hastalığın tekrar-
laması açısından anlamlı bir fark bulunama-
mıştır. Kapalı (laparoskopik) yöntemde, ame-
liyat sonrasında ağrının az olması nedeniyle
daha üstün bir seçenektir.
Ameliyat sonrası hastanede kalış süresi ortala-
ma 1-2 gün civarındadır. Taburculuk sonrası
hastalar günlük hayatlarına geri dönebilirler.
Birinci hafta sonunda yapılan kontrolle gerekli
öneriler anlatılır. İlk bir ay ağır fiziksel aktivi-
teden kaçılması dışında herhangi bir kısıtlama
uygulanmaz. Uygulanan yamaya bağlı olarak
ilk bir ay aralıklı uyuşma hissi, iğne batar tarz-
da ağrı beklenen bir durumdur. Nadir de olsa
ameliyat sonrasında ameliyat bölgesinde kalıcı
duyu kaybı, kronik ağrı ve gerginlik hissi görü-
lebilir. Bu durumda ek görüntüleme yöntem-
lerine başvurulur ve gerekli hallerde uygun
tedavi yöntemleri uygulanır.
GÖBEK FITIKLARI
Göbek deliği, gebelikte anne ile fetus
arasındaki kan damarlarının geçtiği
ve doğumdan sonra kendiliğinden
kapanan bir yapıdır. Sağlıklı in-
sanlarda doğumdan sonra ilk 2 yıl
içerisinde karın ön duvarı kaslarının
kaynaşması ile kendiliğinden kapa-
nır ve tüm yaşantı boyunca sadece
bir çukur olarak kalır. Bu açıklığın
kendiliğinden kapanmadığı durum-
larda, özellikle çocukluk çağında,
incebarsaklar, karın içi yağ dokusu
veya karın ön duvarında bulunan yağ
dokusunun bir kese içerisinde göbek
deliğinden cilt altına doğru yer de-
ğiştirmesi sonucu göbek (umbilikal)
fıtıkları oluşur. Çoğunlukla çocukluk
çağında görülmesine rağmen erişkin
yaşantıda da görülmektedir.
Erişkin yaşantıda karın içi basıncın arttığı du-
rumlar (kronik öksürük, kronik kabızlık, ka-
rın içi assit birikimi), ağır fiziksel aktivite ve
bağ dokusu hastalıklarının bulunması duru-
munda göbek fıtığı gelişebilmektedir. Sigara
ve obezite göbek fıtığı gelişmesi açısından risk
faktörü olarak kabul edilir. Hastalarda başvuru
anında göbek deliğinde dışarıdan fark edilen
şişlik mevcuttur. Başlangıç aşamasında ol-
dukça küçük olması nedeniyle fizik muayene
ile tespit edilemeyebilir ve bu aşamada sadece
karın ön duvarında bulunan yağ dokusunun
kese içerisinde fıtıklaşması söz konusudur.
Hastalarda dokunma ile belirgin bir ağrı olabi-
lir. Kronik öksürük, kabızlık veya karın içi as-
sit birikiminin olduğu durumlarda fıtık kesesi
büyümeye devam eder ve kese içerisine barsak
segmentleri girmeye başlar. Bu aşamada hasta
dıştan bakı ile fıtık kesesini fark eder ve fizik
muayenede kendiliğinden karın içerisine giren
barsak segmentleri elle hissedilebilir. İlerleyen
olgularda fıtık kesesi içerisine giren barsak
segmentleri karın içerisine tekrar girmeyebilir
ve hastalarda ani başlangıçlı şiddetli ağrı, bu-
lantı, kusma, gaz-gaita çıkaramama şikayetleri
görülür. Bu hastalara boğulmuş fıtık nedeniy-
le acil cerrahi girişim gerekmektedir ve haya-
tı tehdit edici boyutta olabilir. Bu tablo kasık
fıtıklarına göre daha az görülmektedir. Tanı
fizik muayene ve ultrasonografi ile konulabilir.
Tedavi
kasık fıtıklarında olduğu gibi tanı
sonrasında cerrahi müdahaledir. Genellikle 2
cm’den küçük fıtıklarda fıtık kesesinin çıka-
rılması ve karın duvarının basit yöntemle ka-
patılması yeterlidir. 2 cm’den büyük fıtıklarda
ise tekrarlama riskini en aza indirgemek için
yama kullanılması gerekmektedir. Basit göbek
fıtıkları kısmi anestezi altında, ilerlemiş büyük
göbek fıtıkları ise genel anestezi altında ame-
liyat edilmektedir. Fıtığın büyüklüğüne göre
açık veya kapalı (laparoskopik) cerrahi seçe-
nekleri tercih edilebilir. Ameliyat sonrası dö-
nemde fıtığın büyüklüğüne ve hastanın genel durumuna göre hastanede kalış süresi ortalama
bir veya iki gündür. Kasık fıtıklarında olduğu gibi ilk bir ay aşırı fiziksel aktiviteden kaçınılmak
haricinde ek bir kısıtlama uygulanmaz ve hastalar günlük yaşantılarına ilk bir hafta içerisinde
dönebilmektedir. İlerlemiş göbek fıtıklarında hastalığın tekrarlamasını engellemek ve karın ön
duvarına destek olması için ameliyat sonrası ilk üç ay karın korseleri önerilebilir. Göbek fıtık-
larında ameliyat sonrasında en önemli risk hastalığın tekrarlamasıdır. Deneyimli merkezlerde
ameliyat sonrası hastalığın tekrarlama olasılığı oldukça düşüktür.
AMELİYAT YERİ FITIKLARI
Ameliyat yeri fıtıkları (insizyonel herni), karın ameliyatlarında kesilen karın kaslarının tam ola-
rak iyileşmemesi sonucu oluşan fıtıklardır. Karın içi ameliyatlardan sonra yara yerinde gelişen
kan birikmesi, enfeksiyon veya sıvı birikmesi sonucu karın kaslarının tam olarak kaynamaması
nedeniyle oluşur. Hastanın yara iyileşmesini geciktirici hastalığının bulunması veya acil karın
cerrahisi geçirmiş olması risk faktörüdür. Temel belirti ameliyat sonrası kesi yerinde bulunan
şişlik ve fıtıklaşma belirtisidir. Herhangi bir nedenle karın içi ameliyat geçiren hastalarda %12-
15 oranında ameliyat yeri fıtığı görülebilir. Tanı sonrasında hastalara cerrahi tedavi önerilmek-
tedir.
Geleneksel tedavi yöntemi açık cerrahi ile fıtık kesesinin serbestlenmesi, karın kaslarının tekrar
kapatılması ve yama ile desteklenmesi şeklindedir. Uygun hastalarda bu işlem kapalı (laparos-
kopik) olarak da yine yama ile başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Ameliyat yeri fıtıklarının
onarımında temel prensip gerilimsiz ve hastanın anatomik yapısına uygun bir yaklaşımın seçil-
mesidir. Bu hastalarda fıtık onarımı sonrasında tekrarlama riski diğer fıtık çeşitlerine göre daha
yüksektir. Yine de deneyimli merkezlerde hastalığın tekrarlama olasılığı oldukça düşüktür.
54
55