Kanser hastası, fiziksel ihtiyaçlarının yanı sıra, duygusal yönden de zor bir dönemden geçer.
Kanser hastası olduğunu öğrenen birey korku, kaygı ve çaresizlik duygularının yanı sıra, haberi
aldığından itibaren aşamalı olarak inkar, öfke, depresyon, pazarlık ve kabullenme duygularını
da yaşamaktadır. Hasta yakını, hastasının psikolojik durumunun farkında olmaya, onun duy-
gularını paylaşmaya, ona umut vermeye ve destek olmaya çalışır. Bu esnada kendisi de benzer
duyguları yaşayan hasta yakını, gerektiğinde bir uzmandan destek alarak ya da hastasını psiko-
lojik tedaviye yönlendirerek süreçle daha kolay baş etmeyi sağlayabilir.
Bahsedilen bütün bu sorumlulukları yerine getirmek için hasta yakınları bu süreçte hastalarına
hem maddi hem de manevi anlamda destek olmaya çalışırlar. Hatta öyle ki, hastalarının iyiliği ve
yapılan işlerin aksamaması adına, kendi fiziksel ve ruhsal sağlıklarını zaman içinde göz ardı etmeye
bile başlayabilirler. Hasta yakınının bu aşamada hastasının sağlığını her şeyden üstün tuttuğu,
ona emek harcamaktan gocunmadığı, onu sağlıklı ve dinç görmenin kendisine de enerji veren bir
deneyim olduğu ve bu zor zamanları hastasından aldığı güçle aşabildiği aşikardır.
Psikolojik yönden bakıldığında hasta yakınları kendilerini yoğun bir stres altında hissedebilirler.
Bu konuda yapılan çalışmalar, kişinin yaşına, geçmiş deneyimlerine ve sosyoekonomik durumuna
bağlı olarak bu stresten etkilenme düzeylerinin değişebileceğini işaret etmektedir. Örneğin, hasta
yakınının genç yaşta olması, bakım verme süresinin uzun olması, geçmişte yine bu rolü üstlenmiş
olması veya sosyoekonomik düzeyinin düşük olması gibi risk faktörleri kişinin duygusal olarak bu
süreçten daha olumsuz etkilenmesine yol açabilmektedir. Hasta yakınlarının yaşadığı yoğun stres
zamanla kişinin kendisini tükenmiş hissetmesine ve hayattan zevk alamamasına da neden olabilir.
•
Hastanın alıştığı düzeni bozmadan, yaşamına mümkün olduğunca normal bir şekilde de-
vam etmesinde yardımcı olmalıdır.
•
Herkesin kendi bedeni ve hayatıyla ilgili gerçeği bilme hakkının olduğunu unutmamalı,
hastanın ihtiyaç duyacağı düzeyde bilgiyi yeterli ve doğru bir şekilde aktarmalıdır.
•
Tedaviyle ilgili karar verme sürecinde hastanın yanında olmalı, kararlara onun fikirlerini de
dahil etmelidir.
•
Hastanın neye ihtiyacı olabileceğini dü-
şünmeli, ihtiyaç duyduğunda yanında olacağını
hissettirmelidir. Hastanın öz yeterlik algısını zede-
lememek ve ona özgür alan tanımak adına, hasta
yardım talep etmediği zamanlarda denemesi için
ona fırsat vermelidir.
•
Hastalar kimi zaman duygularını paylaş-
mamayı ve sessiz kalmayı tercih edebilirler. Has-
ta yakını hastasının yanında olmalı ve bu duruma
saygı göstermelidir.
•
Duygular üzerine konuşmak kimi zaman
hasta yakını için de zorlayıcı olabilir. Böyle zaman-
larda iletişimin sözel olmayan kanallar aracılığıyla
da sürdürülebileceği, hasta ile temas ederek, yüz
ifadeleri ve davranışlar aracılığıyla da duyguların
aktarılabileceği ve ona destek verilebileceği unu-
tulmamalıdır.
•
Hastaya tedavi sürecinde sağlanacak duy-
gusal ve sosyal desteğin, hastanın psikolojik duru-
munu ve hastalığın seyrini olumlu yönde etkileye-
ceğini bilmelidir.
Hastayla sağlıklı ve açık ile-
tişim kurmaya özen göster-
melidir. Hastanın kanserle
alakalı duygularını paylaş-
ması için onu cesaretlen-
dirmeli, iyi bir dinleyici ol-
malı ve hastayla iletişim
halindeyken kendi kor-
kularıyla
hastayı
kaygılandırma-
malıdır.
54
55