Dyt. Emel Aydan ORAL
Beslenme ve Diyet Ünitesi
Toplumsal hayatımızda önemli bir
yer teşkil eden Ramazan ayında oruç
tutulmakta ve bununla birlikte birey-
lerin günlük yaşantılarında önemli
değişiklikler olmaktadır. Ramazan
ayında yapılan en önemli beslenme
değişiklikleri arasında oruç tutan ki-
şilerin günlük beslenme şekli ve öğün
sayısını değiştirip üç ana öğün olan
günlük beslenme düzeninin iki öğü-
ne indirilmesidir. Bu süreç içerisinde
bireylerin yaş, cinsiyet ve fiziksel ak-
tivitelerine göre günlük almaları ge-
reken enerji, protein, karbonhidrat,
yağ, vitamin ve mineral oranlarının
değişmediği ve bu süre zarfında da
sağlığın korunması açısından yeterli
ve dengeli beslenmenin gerekli oldu-
ğu unutulmamalıdır.
Yeterli ve dengeli beslenmenin Rama-
zan ayında da sürdürülebilmesi için
günün oruç tutulmayan bölümünde
en az üç öğünü tamamlamak ve sa-
hur öğününü atlamamak gerekir. Sa-
hurda sadece su içmenin veya gece
yatmadan hemen öncesinde yemek
yemenin zararlı olduğu unutulmama-
lıdır. Çünkü bu beslenme tarzı yakla-
şık 17-18 saat olan açlığı, ortalama
20 saate çıkarmaktadır. Bu da açlık
kan şekerinin daha erken saatlerde
düşmesine ve buna bağlı olarak gü-
nün daha verimsiz geçmesine neden
olmaktadır. Bu durumun aksine eğer
sahur öğünü, ağır yemeklerden olu-
şursa gece metabolizma hızı düştüğü
için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve
kilo alma riski artmaktadır.
Bu soruyu cevaplandırmak için ilk olarak meta-
bolizmanın ne olduğuna yanıt vermek gerek-
mektedir. Metabolizma, yaşamsal sürecin devam
edebilmesinde gerçekleşen kimyasal olayların tü-
münü tanımlanmaktadır. Metabolizma, kimyasal
olaylar sonucunda besinlerden enerji dönüşümü-
nü sağlamaktadır. Kalori kısıtlaması veya açlık du-
rumunda dinlenme halindeki yaşamsal olaylar için
temel enerji miktarı olan bazal metabolik hızda
bir azalma görülmektedir. Aynı zamanda besin ve
sıvı alımındaki azalma nedeniyle enerji depoların-
daki tükenmeye bağlı olarak metabolizma hızı ya-
vaşlamaktadır. Bu sebeple, vücut su miktarındaki
azalma özellikle ramazanın ilk haftasında önemli
bir sorun haline gelebilmektedir. Bu nedenlerle
özellikle ramazanın ilk haftasında sıvı alımının ar-
tırılması ve ramazan süresince iftar sonrası öğün
sayısını artırarak enerji alımının dengelenmesi çok
büyük önem taşımaktadır.
Ramazan’ın yemek kültürü açısından en bilinen
özelliği iftar sofralarındaki çeşitlilik ve bolluktur.
Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı bir
şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmektir.
Beyin doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra
vermektedir. Çok hızlı yemek yendiğinde bu süre
zarfında yüksek miktarda, enerjisi yüksek besinler
yenilebilir ve bu durum ilerleyen günlerde kilo alı-
mına da zemin hazırlamaktadır.
İftar zamanı mideye aşırı yüklenmemek
gerekmektedir. Bu dönemde azalan öğün
sayısı ve uzun süre aç kalmanın getirdiği
kan şekerindeki düşüklük ile çok yenile-
bilmektedir. Oruç döneminde besinleri iyi
çiğneme ve yavaş yemek yeme oluşabilecek
hazımsızlığı ortadan kaldırabilmektedir.
Oruç tutarken öğün dengesi çok önemlidir.
İftar ve 2 adet küçük ara, mutlaka sahur ile
toplam 4 öğün beslenmek en sağlıklı bes-
lenme şekli olacaktır.
46
47