Previous Page  12-13 / 64 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 12-13 / 64 Next Page
Page Background

Hastalık hastalığı

migren, mide ül-

seri ve kolit gibi bazı psikosomatik hasta-

lıklar ile karışabilir. Fakat bu hastalıklar-

da, hastalık hastalığında olduğu gibi ciddi

bir bedensel hastalığı olduğuna dair ikna

edilemeyen inanışlar ve buna bağlı bunaltı

gözlenmez. Ayrıca şizofreni, depresyon,

anksiyete bozukluğu gibi hastalıklarla

benzer belirtiler gösterdiği için bunlar ile

de karışabilir.

Hastalığın

Teşhisi

Hastalık hastalığından

muzdarip

kişiler psikiyatri

hekimlerinden ziyade

şüphelendikleri

bedensel hastalıklar

alanında uzman

hekimlere başvururlar

ve ikna olamadıkları

için bir hekimden

diğerine mükerrer

başvurularda

bulunurlar. Bedensel

bir hastalıklarının

olduğuna inandıkları

için psikiyatri

uzmanına başvurmaya

ikna edilmeleri

güçtür. Öte yandan

bedensel hastalıklarla

ilgili incelemelerin

her defasında

yinelemesi kişinin

bedensel hastalığı

olduğu inancını

pekiştirmektedir.

Bu durum tedavinin

gecikmesine neden

olur. Bu yüzden

teşhis için öncelikle

psikiyatri uzmanına

yönlendirilmeleri

gerekir.

Psikiyatri uzmanına başvuran bir hasta için

öncelikle bedensel bir hastalığın olmadığına dair

tetkiklerin ve muayenelerin dikkatli şekilde bir

kere yapılması ve bedensel bir hastalık varlığının

dışlanması gerekir. Hastalık hastalığında kişinin

yapılan muayenesinde ve tetkiklerinde bir

anormallik saptanmaz.

1. Hastanın bahsettiği yakınmaların hiçbir bedensel

bozukluğa uymaması, bu belirtileri anlatış biçimi,

zihninde sürekli olarak bedensel hastalıklar kurgu-

laması ve yaşamın diğer alanlarına ilginin azalması

tanı koydurur. Gerçekte ciddi bir bedensel hasta-

lığı olan kişi bu bedensel hastalığı düşünür ancak

başka konuları da düşündüğü gözlenir.

2. Hekimlerinin bedensel hastalıkla ilgili verdiği bil-

gilere ve güvencelere inanır ve bu durum onları

rahatlatır. Ancak hastalık hastalığında durum böy-

le değildir.

3. Hipokondriyak hastalar kısa bir süre için hastalık-

ları olmadığına inansa da bir süre sonra yeniden

bedensel belirtileriyle ilgili araştırmalara yönelir,

başka doktorlara başvurmaya devam ederler. Has-

tanın bu yakınmaları devam ettikçe aynı muayene-

ler ve tetkikler başka hekimlerce yinelenir ancak

bedensel bir hastalık tanısı konamaz.

Tedavide Dikkat Edilmesi

Gerekenler

Hastalık genellikle süreğen ve tedaviye di-

rençlidir. Hastalığın başlangıç dönemlerinde

hastaların bir kısmında belirtiler kendiliğin-

den yatışabilmektedir. Bu hastalar önce-

likle gerekli görüldüğünde ilgili bölümlere

danışılmalıdır. Böylece hekim hastada be-

densel bir hastalık olmadığından emin ol-

malı ve tanıyı kesinleştirmelidir. Hastaya da

bu muayenenin son olduğu, bundan sonra

gerekli olmadıkça herhangi bir bedensel

hastalık araştırılmayacağı belirtilmelidir.

Hastaya hastalığın açıklanması çok

önemlidir. Hastaya “hiçbir hastalığın

yok” ya da “bedensel bir hastalığın yok

bu durum psikolojik” denince şikayetleri-

nin önemsenmediğini ya da bunları ken-

disinin bilinçli ürettiğinin kastedildiğini

zannedebilir ve hekime güveni sarsılır.

Böyle düşünen hasta başka hekimlere

başvurup süreci yeniden başlatır, defa-

larca aynı muayene ve tetkikler yinelenir.

Hastaya bedensel bir hastalık saptanma-

dığı ancak yaşadığı bu belirtilerin yaşadı-

ğı olumsuz yaşantıların etkisiyle gelişen

bunaltıya bağlı olduğu, bu belirtileri ken-

disinin uydurmadığı, sosyokültürel düze-

yine uygun, anlayabileceği dilde açıkça

anlatılmalı ve soruları yanıtlanmalıdır.

Hastalık hastası teşhisi konan bireye be-

densel hastalığı olduğu kuşkusunu uyan-

dıracak ilaçlar verilmemelidir. Bunaltı veya

depresyon için verilen psikiyatrik ilaçların

neden verildiği ve herhangi bir bedensel

hastalıkla ilişkili olmadığı hekim tarafından

hastaya anlatılmalıdır. Hasta aldığı psikiyat-

rik ilaçların yan etkilerini bilmelidir çünkü

yan etkiler nedeni ile yine yanlış tedavi al-

dığını düşünerek tedaviye inancı sarsılabilir.

Hastalığı pekiştiren, istirahat raporları, ya-

tak istirahati gibi önerilerden kaçınılmalı-

dır. Bu durumlarda hasta bütün zamanını

bedensel uğraşılara ayırır. Bunun yerine

hastanın işine devam etmesi, çalışmayan

hastaların ise uğraşlar bulması ve fiziksel

egzersiz yapması önerilir. Hastalar çoğu za-

man bir işle meşgul olduklarında hastalık

düşüncelerinin azaldığını kendileri de belir-

tirler. İstirahat raporları, bedensel bir has-

talık olduğu algısını da pekiştirebilir.

Gündelik yaşamda karşılaştığı zorluklarla

bedensel belirtiler arasındaki ilişki, belir-

tilerin hangi durumlarda arttığı hastayla

birlikte incelenebilir. Bu egzersizi hastanın

da yapması önerilebilir. Böylece bedensel

uğraşlardan ziyade bunaltının esas kaynak-

larına dikkatin yöneltilmesi ve bunların ta-

nınması sağlanır.

Uygun hastalarda derin çatışmaların anla-

şılmasını sağlayan psikanalitik psikoterapi-

ler veya bilişsel davranışçı terapiler yarar

sağlayabilir.

10

11