

Hastalık hastalığı
migren, mide ül-
seri ve kolit gibi bazı psikosomatik hasta-
lıklar ile karışabilir. Fakat bu hastalıklar-
da, hastalık hastalığında olduğu gibi ciddi
bir bedensel hastalığı olduğuna dair ikna
edilemeyen inanışlar ve buna bağlı bunaltı
gözlenmez. Ayrıca şizofreni, depresyon,
anksiyete bozukluğu gibi hastalıklarla
benzer belirtiler gösterdiği için bunlar ile
de karışabilir.
Hastalığın
Teşhisi
Hastalık hastalığından
muzdarip
kişiler psikiyatri
hekimlerinden ziyade
şüphelendikleri
bedensel hastalıklar
alanında uzman
hekimlere başvururlar
ve ikna olamadıkları
için bir hekimden
diğerine mükerrer
başvurularda
bulunurlar. Bedensel
bir hastalıklarının
olduğuna inandıkları
için psikiyatri
uzmanına başvurmaya
ikna edilmeleri
güçtür. Öte yandan
bedensel hastalıklarla
ilgili incelemelerin
her defasında
yinelemesi kişinin
bedensel hastalığı
olduğu inancını
pekiştirmektedir.
Bu durum tedavinin
gecikmesine neden
olur. Bu yüzden
teşhis için öncelikle
psikiyatri uzmanına
yönlendirilmeleri
gerekir.
Psikiyatri uzmanına başvuran bir hasta için
öncelikle bedensel bir hastalığın olmadığına dair
tetkiklerin ve muayenelerin dikkatli şekilde bir
kere yapılması ve bedensel bir hastalık varlığının
dışlanması gerekir. Hastalık hastalığında kişinin
yapılan muayenesinde ve tetkiklerinde bir
anormallik saptanmaz.
1. Hastanın bahsettiği yakınmaların hiçbir bedensel
bozukluğa uymaması, bu belirtileri anlatış biçimi,
zihninde sürekli olarak bedensel hastalıklar kurgu-
laması ve yaşamın diğer alanlarına ilginin azalması
tanı koydurur. Gerçekte ciddi bir bedensel hasta-
lığı olan kişi bu bedensel hastalığı düşünür ancak
başka konuları da düşündüğü gözlenir.
2. Hekimlerinin bedensel hastalıkla ilgili verdiği bil-
gilere ve güvencelere inanır ve bu durum onları
rahatlatır. Ancak hastalık hastalığında durum böy-
le değildir.
3. Hipokondriyak hastalar kısa bir süre için hastalık-
ları olmadığına inansa da bir süre sonra yeniden
bedensel belirtileriyle ilgili araştırmalara yönelir,
başka doktorlara başvurmaya devam ederler. Has-
tanın bu yakınmaları devam ettikçe aynı muayene-
ler ve tetkikler başka hekimlerce yinelenir ancak
bedensel bir hastalık tanısı konamaz.
Tedavide Dikkat Edilmesi
Gerekenler
Hastalık genellikle süreğen ve tedaviye di-
rençlidir. Hastalığın başlangıç dönemlerinde
hastaların bir kısmında belirtiler kendiliğin-
den yatışabilmektedir. Bu hastalar önce-
likle gerekli görüldüğünde ilgili bölümlere
danışılmalıdır. Böylece hekim hastada be-
densel bir hastalık olmadığından emin ol-
malı ve tanıyı kesinleştirmelidir. Hastaya da
bu muayenenin son olduğu, bundan sonra
gerekli olmadıkça herhangi bir bedensel
hastalık araştırılmayacağı belirtilmelidir.
Hastaya hastalığın açıklanması çok
önemlidir. Hastaya “hiçbir hastalığın
yok” ya da “bedensel bir hastalığın yok
bu durum psikolojik” denince şikayetleri-
nin önemsenmediğini ya da bunları ken-
disinin bilinçli ürettiğinin kastedildiğini
zannedebilir ve hekime güveni sarsılır.
Böyle düşünen hasta başka hekimlere
başvurup süreci yeniden başlatır, defa-
larca aynı muayene ve tetkikler yinelenir.
Hastaya bedensel bir hastalık saptanma-
dığı ancak yaşadığı bu belirtilerin yaşadı-
ğı olumsuz yaşantıların etkisiyle gelişen
bunaltıya bağlı olduğu, bu belirtileri ken-
disinin uydurmadığı, sosyokültürel düze-
yine uygun, anlayabileceği dilde açıkça
anlatılmalı ve soruları yanıtlanmalıdır.
Hastalık hastası teşhisi konan bireye be-
densel hastalığı olduğu kuşkusunu uyan-
dıracak ilaçlar verilmemelidir. Bunaltı veya
depresyon için verilen psikiyatrik ilaçların
neden verildiği ve herhangi bir bedensel
hastalıkla ilişkili olmadığı hekim tarafından
hastaya anlatılmalıdır. Hasta aldığı psikiyat-
rik ilaçların yan etkilerini bilmelidir çünkü
yan etkiler nedeni ile yine yanlış tedavi al-
dığını düşünerek tedaviye inancı sarsılabilir.
Hastalığı pekiştiren, istirahat raporları, ya-
tak istirahati gibi önerilerden kaçınılmalı-
dır. Bu durumlarda hasta bütün zamanını
bedensel uğraşılara ayırır. Bunun yerine
hastanın işine devam etmesi, çalışmayan
hastaların ise uğraşlar bulması ve fiziksel
egzersiz yapması önerilir. Hastalar çoğu za-
man bir işle meşgul olduklarında hastalık
düşüncelerinin azaldığını kendileri de belir-
tirler. İstirahat raporları, bedensel bir has-
talık olduğu algısını da pekiştirebilir.
Gündelik yaşamda karşılaştığı zorluklarla
bedensel belirtiler arasındaki ilişki, belir-
tilerin hangi durumlarda arttığı hastayla
birlikte incelenebilir. Bu egzersizi hastanın
da yapması önerilebilir. Böylece bedensel
uğraşlardan ziyade bunaltının esas kaynak-
larına dikkatin yöneltilmesi ve bunların ta-
nınması sağlanır.
Uygun hastalarda derin çatışmaların anla-
şılmasını sağlayan psikanalitik psikoterapi-
ler veya bilişsel davranışçı terapiler yarar
sağlayabilir.
10
11