Osteoartrit yani eklem kireçlenmesi, ileri yaş kadınlara erkeklere oranla daha sık görülen ve tüm dünyada yıllık 240 milyon insanı etkileyen bir sağlık problemidir. Dünya nüfusunun her geçen gün yaşlanması nedeniyle diz ve kalça osteoartriti görülen hasta sayısı da her geçen gün artmaktadır. Eklem kireçlenmesi olan hastalarda eklem kıkırdağının ilerleyici kaybı ve bunun sonucunda eklemi oluşturan kemikler aşınır. Hastaların yürümek, çömelmek, merdiven ve yokuş çıkmak gibi günlük aktiviteleri sırasında ağrı ve fonksiyon kaybı ortaya çıkar. Tüm bunlar kişinin yaşam kalitesinin giderek azalmasına yol açar.
Diz kireçlenmesinin tedavisinde ilk olarak cerrahi dışı yöntemler kullanılır. Bunların başında kişilerin günlük yaşantısında yapması gereken değişiklikler vardır. Ağrıyı arttıracak merdiven çıkmak, diz üzerinde iş yapmak, çömelmek gibi hareketlerden kaçınılır. Eklemleri aşırı çalıştıran tenis, tırmanış gibi sporlardan yüzme gibi sporlara geçilir. Ayrıca fazla kiloların verilmesi ve fizik tedavi ile uyluk kaslarının kuvvetlendirilmesi istenir. Bunlara ek olarak ağrı kesici ve yangı söndürücü ilaçlar, kıkırdağın ham maddesi olan glukozamin ve kondritin sülfat içeren gıda takviyeleri tedavide kullanılabilmektedir.
Girişimsel olmayan tedavi yöntemlerinin faydalı olmadığı durumlarda, tedaviye eklem içi enjeksiyonlar ile devam edilebilir. Halk arasında “horozibiği” olarak bilinen hyalüronik asit uygulaması en çok tercih edilen uygulamaların başında gelmektedir. Son yıllarda hastaların kendi kanlarının alınıp özel işlemlerden geçirildikten sonra etkilenen eklemin içine uygulandığı “PRP” yöntemi giderek popülerleşmektedir. Eklem içi veya damar içi ozon enjeksiyonları, büyüme faktörü içeren enjeksiyonlar da uygulanmakta olup iyileşmeyi sağlayıp sağlamadıkları halen tartışma konusudur.
Tüm bu tedavi yöntemlerinin başarısız olduğu ileri derecede kireçlenmiş eklemleri olan hastalarda en sık uygulanan cerrahi işlem eklem protez ameliyatlarıdır. Son yılllarda özellikle gelişmiş ülkelerde, diz ve kalça protez cerrahisi ameliyatı sayısı artan maliyetlere rağmen her geçen gün artış göstermektedir. Bunun en önemli nedeni bu cerrahiler sonrasında hastaların kaybettiği eklem hareketini ve fonksiyonunu geri kazanması, ağrının giderilmesi sonucu hasta tatmininin yüksek olmasıdır. Bunun yanında diz ve kalça eklem protezi cerrahisi yalnızca eklemlere faydalı olmadığı, aynı zamanda genel hayat kalitesini arttırdığı da yapılan çalışmalar ile kanıtlanmıştır.
Günümüzde sağlık ilişkili yaşam kalitesi konsepti, genel yaşam kalitesinin hem fiziksel hem de psikolojik sağlığı etkilediği gösteren ve bunu kapsayacak şekilde geliştirilmiş bir değerlendirme yöntemidir. Bu konsept bir bireyin veya grubun zaman içinde algılanan fiziksel ve zihinsel sağlığı olarak tanımlanmaktadır. Bu değerlendirme yöntemi ile sağlık kurumları ve sağlık hizmetinin paydaşları sağlıklı toplum için gerekenleri daha rahatlıkla ele alabilmektedir.
Bu kapsamda protez cerrahisi sonrası hastaların yaşam kalitesi özel anketler ve testler ile değerlendirilmektedir. Bu anketlerde ve testlerde cerrahi öncesi ve sonrasında hem hastaların verdiği yanıtlar hem de hekimlerin hastaların muayenesinden elde ettiği bulgular göz önünde bulundurularak puanlama yapılmaktadır. Peki günümüzde diz ve kalça protez cerrahisi ameliyatı sonrası hastaların yaşam kalitesi nasıl değişmektedir?
Diz ve kalça protez cerrahisi sonrasında hastaların yaşam kalitesini değerlendiren pek çok araştırma mevcuttur. Bu çalışmalarda hastalara onların günlük hareketliliği, görme, işitme, solunum, uyku, yeme, konuşma, boşaltım, günlük aktivite, psikolojik durumları, rahatsızlık hissi ve şikâyetleri, depresyon, stres, enerji düzeyi ve cinsel aktiviteleri ile ilişkili sorular sorulmaktadır. Binlerce hastanın katıldığı birçok çalışmada hastaların diz ve kalça protez cerrahisi geçirmeden önceki puanlarının ameliyattan 6 ve 12 ay sonra anlamlı olarak arttığı gösterilmiştir. Yani hastaların yaşam kalitesi belirgin olarak artmaktadır. Diz ve kalça cerrahisi sonrası yaşam kalitesindeki artış, hastaların sadece kireçlenmeye bağlı oluşan hareket kısıtlılığının ortadan kalkmasına bağlı olmayıp hastaların görme, uyku, günlük yaşam aktiviteleri, rahatsızlık hissi ve şikayetlerinin azalması, stresin azalması ve yaşam enerjisinin artmasını da içerir.
Özetle, diz ve kalça eklem kireçlenmesine bağlı protez cerrahisi geçiren hem kadın hem de erkek hastalarda, her yaş grubunda ameliyat öncesine göre hayat kalitesi her geçen ay artmaktadır. Bu olumlu etkilerin ameliyat sonrası 5. yılda dahi devam ettiği gösterilmiştir. Kalça eklem kireçlenmesi nedeniyle protez ameliyatı olan hastalarda hayat kalitesindeki artış ve memnuniyet oranı diz eklem kireçlenmesi nedeniyle protez ameliyatı olan hastalara oranla daha yüksektir.
Kalça ve diz protez cerrahisi geçiren hastalar, ameliyat öncesine göre
• Daha hareketlidir
• Daha iyi görür
• Daha rahat uyur
• Günlük yaşamsal faaliyetlerini daha rahat yapar
• Huzursuzluk ve şikâyetleri azalır
• Daha az depresif ruh haline sahiptir
• Daha az streslidir
• Daha enerjik ve canlı hisseder
• Daha iyi bir cinsel hayata sahiptir.