şılmalı ve ihtiyaç varsa ruh sağlığı profesyonellerine
başvurulmalıdır. İyi karne geldiğinde ise abartılı
davranışlarda bulunmaktan uzak durmalı, “karnen
iyi olduğu için çok mutluyum, seninle gurur duyu-
yorum” ve en önemlisi “çok çalıştığın ve gereken
çabayı gösterdiğin için emeğinin karşılığını aldın”
şeklinde yaklaşılmalıdır. Çocuğa çabanın ve emek
vermenin önemi ve değeri vurgulanmalıdır. Çünkü
çocuğun, yetişkin hayatında en çok ihtiyaç duyacağı
şey mükemmel bir karneden ziyade bir şeyler için
çaba harcayabilmektir. Yine bazı aileler çocuğa ne
kadar zeki olduğunu vurgulamak için “aferin sana,
falanca arkadaşın senden daha çok çalıştığı halde
senin notların ondan daha yüksek, sen daha akıllı-
sın” gibi sözler söylerler. Bu da yine çocuğa çaba-
lamanın kötü olduğu, en iyi başarının çabalamadan
elde edilen başarı olduğu mesajını verdiği için çok
tehlikelidir. Çünkü çocuk derslerinde en ufak bir
zorlukla karşılaşsa zekasından şüpheye duymaya
başlar, moral bozukluğu yaşar ve çalışma motivasyo-
nu azalır. Çabalayarak elde ettiği her başarıda yete-
rince zeki olmadığını düşünerek mutsuzluk yaşar.
Sonuç olarak; nihai amacımız eğitimlerini ve kişisel
gelişimlerini destekleyerek çocuklarımızın hayatın-
dan memnun, mutlu ve bağımsız bireyler olmala-
rında elimizden geldiğince yardımcı olabilmektir.
Bu amaçlara ulaşmakta tek önemli faktörün karne
ve okul başarısı olmadığı unutulmamalı, iyiliğini ve
mutluluğunu her şeyin önünde tuttuğumuz çocuk-
larımızı hataları ve başarısızlıkları ile yargılamak
yerine olumlu ve güzel davranışlarına, karakter
özelliklerine odaklanıp bu yönlerini geliştirmeleri
konusunda cesaretlendirmeliyiz.
35