Previous Page  28-29 / 64 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 28-29 / 64 Next Page
Page Background

Çocuğun başkalarıyla birlikte bir şeyler yapmak yeri-

ne kendi dünyasındaymış gibi tek başına bir şeyler yapma-

yı tercih etmesi, 1 yaşına kadar anlamlı göz teması kurarak

bir şeyler anlatıyormuş gibi değişik heceler çıkarmaması,

işaret parmağıyla göstererek istediklerini ifade etmemesi,

el sallamak becerisini kazanamaması, 16 aylık olmasına

rağmen anlamlı kelimesinin bulunmaması, günlük yaşam-

daki deneyimlerinde kendisine yapılanları taklit eder şekil-

de hayali oyunlarının olmaması, 2 yaşta iki kelimeli basit

cümleler kuraması durumlarında da otizm spektrum bo-

zukluğundan şüphelenilmelidir.

Anne, baba ya da çocuğa yakın bakım veren erişkinler çocuğun gelişimsel bece-

rilerinde ya da davranışlarında bir sorun olduğundan şüphelendiğinde gerçek bir soru-

nun, hastalığın bulunması olasılığı çok yüksektir. Bebek, altı aylık olana kadar ona bakan

kişinin yaptığı olumlu davranışlarına karşılık memnuniyetini, mutluluğunu, keyfini ifade

eder şekilde gülümsemez ya da olumlu yüz ifadesi göstermez, karşılıklı bir dialog için-

deymiş gibi sesler çıkarmaz, anlamlı uzun göz teması kuramaz ve adıyla seslenildiğinde

ilgiyle seslenene bakmaz ise ailelerin aklına otizm spektrum bozukluğu gelmelidir.

Otizm spektrum bozukluğu olan çocukların önemli bir kısmında bazı sosyal ve

iletişim becerilerin önce kazanıldığı, ancak sonra gelişimlerinde duraklama olduğu ve

yeni beceriler kazanamadıkları ya da kazandıkları becerileri kaybettikleri de olmaktadır.

Herhangi bir yaşta konuşma, konuşur gibi sesler çıkarma ya da sosyal becerilerin ilerle-

mediği ya da gerilediği durumlarda da akla bu bozukluk gelmelidir.

Çocuğunun gelişimi konusunda kaygı duyulduğunda aile en kısa sürede bu alan-

da deneyimli bir uzman doktora başvurmalıdır. Hekim olmayan kişilerin ya da bu alanda

tanı koyma yetkisi ve deneyimi olmayan hekimlerin çocukta bir sorun olmadığına dair

söylemleri dinlenmemelidir. Otizm tanısı bu konuda deneyimli uzmanlar doktorlar tara-

fından konulmalıdır. Çocuk öncelikle çocuk psikiyatrisi uzmanı, gelişimsel pediatri uzma-

nı ve çocuk nörologu tarafından değerlendirilmelidir. Uzmanlar uygun gördükleri tetkik

ve hizmetleri aile ile paylaşarak onların etkin şekilde eylem sürecine katılmalarını sağ-

lamalıdır. Ailenin koşulları, öncelikleri, güçlü ve desteklenmesi gereken yanları da göz

önüne alınarak birlikte bir tetkik, erken eğitim ve diğer destek hizmetleri planı yapılma-

lıdır. Uzmanlar aksini uygun görmüyorsa özel eğitim ve diğer erken destek hizmetlerine

başlamak için tetkiklerin tamamlanması beklenmemelidir. Aileye çocuğuyla nasıl ilişki

ve etkileşim kuracağının, geliştirileceğinin öğretilmesi, özel eğitim ve rehabilitasyon hiz-

metlerine bir an önce başlanması çok önemlidir.

Özel eğitimve diğer destek hizmetlerinin başlatılması sonrasında çocuğun uzman

doktorların uygun gördüğü zamanlardaki kontrollerine düzenli götürülmesi gereklidir.

Bu kontrollerde alınan hizmetlerin yeterliliği, uygunluğu, başka ek sağlık ve eğitim hiz-

metlerine gerek olup olmadığı değerlendirilmelidir. Otizm hastalığı olan çocuğun özel

eğitim ve diğer destek hizmetlerinin yanı sıra her çocuğun sağlıklı büyümesi ve gelişmesi

için doğuştan sahip olduğu yasal haklarına ulaşmasını sağlamak çocukla ilgili tüm eriş-

kinlerin görevidir. Bu haklar; ailesi ve çevresindekilerden gelen sevgi, şefkati ve anlayışı

hissetme; sağlıklı ve güvenli bir aile ortamında yaşama; sağlıklı ve dengeli beslenme;

yaşıtlarıyla birlikte olma, sosyal ortamlarda bulunma; başka ilgi alanlarını keşfedebilme-

si, güçlü ve desteklenmesi gereken yanlarının belirlenebilmesi için yeni keyifli yaşam ve

öğrenme deneyimleri yaşama; aşı ve diğer sağlık hizmetlerinden yararlanmadır.

Otizm tanısının konulması ve sonrasındaki süreçler anne babalar ve kardeşler için de zor-

layıcıdır. Her bir aile bireyinin ruhsal ve bedensel gereksinimlerinin karşılanması, bireysel

psikolojik destek, eş-aile terapisi ve tedavileri ihmal edilmemelidir. Otizm hastalığı olan

çocukların ailelerinin bir araya gelerek yalnız olmadıklarını hissedebilmeleri, deneyimle-

rini, buldukları çözüm yöntemlerini paylaşabilmeleri, birbirlerine destek ve yol gösterici

olabilmeleri tedavi sürecinin önemli bir parçasıdır.

26

27