Verem Hastalığının Belirtileri ve Tedavisi
2-3 haftadan uzun süren ve tedaviye cevap vermeyen öksürük
Balgam çıkarma
Balgamında kan görülmesi
Ateş
Gece terlemesi
Yorgunluk, halsizlik
Kilo kaybı, İştahsızlık
Nefes darlığı
Göğüs ve sırt ağrısı
Çocuklarda kilo almada duraklama ya da kilo kaybı
Tüberküloz akciğer dışında bir organı tuttuğunda; böbrek tüberkülozunda idrarda kan görülme-
si, kemik tüberkülozunda ağrı gibi tutulan organa ait belirtiler de ortaya çıkabilir.
Tüberküloz tanısı balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ile konulur. Hastanın yakınmaları ve
akciğer film bulguları tüberkülozdan şüphelenmeyi sağlar. Hastadan alınan balgam veya diğer ma-
teryaller laboratuvarda incelenir. Tüberküloz mikrobunun görülmesi ya da ekilen kültürde mikrop
üremesiyle tanı kesinleşir. Tüberkülin deri testi (TDT) ve bazı kan tetkikleri, kişinin daha önce
tüberküloz mikrobuyla karşılaşıp karşılaşmadığını gösteren testlerdir.
Daha önce mikropla karşılaşan, vücudunda uyur durumda basillerin bulunduğu kişilerin PPD testi
ya da ilgili kan testi pozitif bulunur.
Tüberküloz mikrobunu kesin olarak öldürmek ve bir daha çoğalarak hastalık yapmasını engellemek
için başlangıçta hastanın kilosuna göre en az 4 farklı ilaç kullanılması gerekmektedir. Toplam
tedavi süresi en az 6 aydır. Hasta ilaçlarını düzenli kullanmazsa mikroplar ilaçlara karşı direnç
geliştirir. Dirençli tüberküloz dediğimiz bu hastalık tipinde; çok sayıda ilacın 18-24 ay kullanılması
gerekmektedir.
Ülkemizde tüberküloz tedavisinde kullanılan tüm ilaçlar yıllar-
dan beri Sağlık Bakanlığı tarafından karşılanmakta ve hastalara
Verem Savaş Dispanserleri aracılığıyla ücretsiz dağıtılmaktadır.
Tüberküloz hastalığı sıklıkla akciğerlerde görüldüğünden belirtilerinin önemli bir kısmı da
akciğerlerle ilgilidir. Tüberküloz hastalarında en sık görülen yakınmalar;
Tüberküloz hastalığın-
dan korunmanın en etkili
yolu bulaştırıcı hastalara
hızla tanı konulup uygun
tedavinin
başlanmasıdır.
Uygun tedaviye başlandıktan
2-3 gün sonra basil sayısı
hızla azalır ve 2-3 haftada
bulaştırıcılık büyük oranda
ortadan kalkar.
Kişisel
korunmada
yıllardan beri bilinen
yöntem BCG aşısıdır. BCG
aşısı, özellikle çocuklarda
görülen, kanla yayılan (milier)
ve beyin zarını tutan (menenjit)
tüberküloz formlarına karşı
koruyucudur. Ülkemizde BCG
aşısı hayat boyu sadece bir kez
uygulanmaktadır. Aşı takvi-
minde doğumdan sonra
ikinci ayını bitiren bebek-
lere yapılmaktadır.
Bazı özel durumlarda;
bağışıklığı
baskılanmış
kişilere, mikrop çıkaran
hasta ile aynı evde yaşayan-
lara, yakın zamanda enfekte
olanlara ve özellikle enfekte
çocuklara hasta olmamaları
için koruyucu ilaç tedavisi
verilir.
VEREM HASTALIĞINDAN NASIL KORUNURUZ ?
Tüberküloz
hastalarının en az
altı ay düzenli ilaç içmelerini
sağlamak çok önemlidir. Dünya
Sağlık Örgütü, tedavi başarısı-
nı arttırmak için, tüberkülozlu
hastaların her doz ilacının bir
sağlık çalışanı veya eğitilmiş bir
gönüllü tarafından içirtilmesini
esas almaktadır. Ülkemizde de
“Doğrudan Gözetimli Tedavi”
uygulanmaktadır. Doğrudan gö-
zetimli tedavi, hastanın iyileşme-
sini garantilediği gibi bulaşmayı
önleyerek toplumun korunmasın
da sağlamaktadır. Tedavinin so-
nunda hastanın bakteriyolojik
olarak tam iyileştiği gösterildik-
ten sonra ilaçları kesilir, tavsiye-
lerde bulunulur.
Tüberküloz hastasının aynı
evde yaşayanlara verem mik-
robunu bulaştırma olasılığı
yüksektir. Çünkü aynı havayı
en uzun süre paylaşmakta-
dırlar. Bu nedenle, tüberkü-
loz tanısı kesinleşince, bütün
aile bireyleri ve hasta ile aynı
havayı paylaşan işyeri ya da
başka ortamdaki kişiler ve-
rem savaş dispanserinde mu-
ayene için çağrılırlar. Hasta
olmayan ve risk taşıyanlara
da koruyucu tedavi verilir.
Koruyucu tedavi eğer düzen-
li kullanılırsa, mikrobu almış
kişilerin hastalanmasını yüz-
de 90’a varan oranda önler.
Özellikle çocuklarda koruyu-
cu tedavi çok önemlidir.
26
27