Sağlık Rehberi

Diş Protezi


Osteoartrit yani eklem kireçlenmesi; eklem kıkırdağının ilerleyici kaybı ve bunun sonucunda eklemi oluşturan kemiklerin aşınmasıyla ilerleyen; hastaların yürümek, çömelmek, merdiven ve yokuş çıkmak gibi günlük aktivitelerinin kısıtlanmasına neden olan eklemi harap edici bir hastalıktır. Hastalık en sık yaşlanmayla birlikte kadınlarda ve diz ekleminde görülür. Daha önceden geçirilmiş eklemi ilgilendiren kırıklar, devamlı diz üzerinde çalışmanın gerekli olduğu meslekler, kas kuvvetsizlikleri, obezite diz eklemi kireçlenmesi için risk oluşturmaktadır. 
Diz ekleminde kireçlenmesi olan hastaların dizi ağrılı ve şiş olabilir. Ağrı bazen aniden başlayabilse de genellikle yavaş yavaş artar. 

Hastalarda görülen diğer şikayetler şunlardır;

•    Eklemde diz bükülmesini engelleyen sertlik hissi
•    Geceleri ve dinlenmekle artan ağrı
•    Dizin aşırı kullanılması ile artan ağrı
•    Dizde hareketle oluşan kıtırtı, çıtırtı sesi
•    Kopan aşınmış kıkırdakların dizdeki kemiklerin arasına girerek sebep olduğu takılma hissi
•    Dizde boşalma, çukura basma ve güvensizlik hissi
•    Yağmurlu havalarda ve hava değişiklikleri ile diz ağrısında artış

Bu şikâyetler ile doktorunuza başvurduğunuzda; doktorunuz şikâyetleriniz hakkında sizinle konuşacak, fizik muayenesini yaptıktan sonra sizden uygun gördüğü kan tetkiklerini ve görüntüleme tetkiklerini isteyecektir. Fizik muayene ve diz ekleminin röntgen tetkiki ile değerlendirilmesi genellikle diz kireçlenmesinin tanısının koyulması için yeterlidir. Röntgende diz ekleminde daralma, yeni oluşmuş kemik çıkıntılar, kemikte sertleşme ve ilerlemiş hastalıkta kemik kistleri görülebilir. Laboratuvar testleri ise diz eklemindeki kireçlenmenin romatizma hastalıkları ile ilişkili durumlarda hastalığı değerlendirmek için kullanılır.
Diz kireçlenmesinin tedavisinde ilk olarak cerrahi dışı tedavi yöntemleri kullanılır. Bunların başında, hastanın günlük yaşantısında yapması gereken değişiklikler vardır. Günlük hayatınızda yapacağınız bu değişiklikler dizinizi koruyacak ve hastalığınızın ilerlemesini yavaşlatacak olan en önemli etkenlerdir. Öncelikle şikâyetinizi arttıracak olan merdiven çıkmak, diz üzerinde iş yapmak, çömelmek gibi hareketleri yapmamalısınız. Spor yapıyorsanız diz eklemlerinizi aşırı çalıştıran tırmanış, tenis gibi sporlardan yüzme gibi sporlara geçmeniz dizlerinizi rahatlatacaktır. Kilo vermek ise diz eklemine etki eden yükü azaltarak ağrıda azalmayı sağlayan ve günlük hayatınızı kolaylaştıran en önemli yöntemdir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon ile uyluk kasları kuvvetlendirilir, diz eklem hareketlerinin daha rahat bir şekilde yapılması hedeflenir. Ayrıca baston, yük azaltıcı dizliklerin ve bandajların kullanımı da zaman zaman ağrıyı azaltabilmektedir. Doktorunuz uygun gördüğü taktirde size bu yöntemlere ek olarak ağrı kesici ilaç da başlayacaktır. Ağrı kesicilerin göz ardı edilen bir özelliği de yangı söndürücü etkilerinin olmasıdır. Ağrı kesici kullanacak olan hastaların böbrek ve mide rahatsızlıkları varsa mutlaka doktoruna söylemesi ve kontrollü şekilde ilaçlarını kullanması önerilir. Kıkırdak ve eklem sıvısının ham maddesi olan glukozamin ve kondritin sülfat içeren tabletler de besin takviyesi olarak diz kireçlenmesinin tedavisinde kullanılmaktadır. Tedavide yarar gösterip göstermedikleri ise tartışma konusudur. Ayrıca bu tabletlerin yüksek tuz içeriği nedeniyle yüksek tansiyon hastaları tarafından dikkatli tüketilmesi gerekmektedir.
Girişimsel olmayan tedavi yöntemlerinin faydalı olmadığı durumlarda, tedaviye diz içi enjeksiyonlar ile devam edilebilir. Halk arasında “horoz ibiği” olarak bilinen hyalüronik asit uygulaması en çok tercih edilen uygulamaların başında gelmektedir. Yaşlanma ve hastalık ile birlikte normalde yumurta akı kıvamında olan eklem sıvısının içeriği değişerek su miktarı artmakta ve eklemi yağlayıcı özelliği azalmaktadır. Hyalüronik asit enjeksiyonu ile eklem sıvısının kıvamı korunmaya çalışılmaktadır. Son yıllarda hastaların kendi kanlarının alınıp özel işlemlerden geçirildikten sonra diz içine uygulandığı “PRP” yöntemi giderek popülerleşmektedir. Diz içi ozon enjeksiyonları, büyüme faktörü içeren enjeksiyonlar da uygulanmakta olup iyileşmeyi sağlayıp sağlamadıkları halen tartışma konusudur. 
Tüm bu tedavi yöntemlerinin başarısız olduğu hastalarda en çok uygulanan cerrahi işlem diz protezi uygulamasıdır. Peki diz protezi uygulaması kime ve ne zaman yapılmalıdır?

Acele etmeyin, ama gerekenden fazla da beklemeyin!

Amerika’da her yıl 700.000 kişi diz eklem kireçlenmesi nedeniyle diz protezi cerrahisi geçirmektedir. Hastanın yaşı protez cerrahisi için engel olmayıp, ameliyat olan hastaların yarısından fazlası 65 yaş ve üzerindedir. Zarar görmüş eklem yüzeylerinin değiştirilmesi hastaların aktif ve bağımsız olarak yaşamlarını sürdürmelerine olanak sağlar. Ancak bu ameliyatın zamanlaması çok önemlidir. Ameliyat çok erken yapılırsa, ameliyattan görülecek fayda azalabilirken çok geç yapıldığında ise hastalar çok fazla ağrı çekebilmekte ve kendi hayatlarını idame ettirmekte zorlanabilmektedir. Bu durumda yapılması gereken şey bir “Ortopedi ve Travmatoloji” uzmanı ile görüşüp ameliyatın sizin için uygun bir seçenek olup olmadığına kara vermek olmalıdır.


Ameliyatın risklerini ve faydalarını değerlendirin!

Diz protezi ameliyatı, diz eklemini oluşturan kemiklerin eklem yüzlerinin kesilerek metal donanımlarla değiştirildiği büyük ve maliyetli bir cerrahi işlemdir. Bu işlem sırasında ameliyat teknikleri değişse de kas, tendon ve kemikler kesilir. Aldığınız riski ve ödediğiniz maliyetten en yüksek faydayı sağlamak sizin için önemli olacaktır. Sağlıklı bir birey için cerrahi sırasında ölüm riski %0.5 civarındadır ve kullanılan metal donanımların %1’inden azı zamanla kullanılamaz hale gelmektedir. Fakat cerrahi sonrasına ağrı, enfeksiyon riski ve fizik tedavi eşliğinde uzun süreli rehabilitasyon ile normale dönüş görülebilmektedir.

Kime diz protezi cerrahisi uygulayalım?
•    Günlük hayatını yardım almadan idame edemeyen
•    Her gün rahatsızlık verici ağrı çeken
•    Ağrı kesici kullanmasına rağmen gece ağrısı ve istirahat ağrısı olan
•    Cerrahi olmayan tedavi yöntemlerinden fayda görmeyen
•    Ağrı nedeniyle yürüme ve çömelme güçlüğü yaşayan
•    Dizini bükemeyen veya düzeltemeyen
•    Şikayetlerin fiziksel ve duygusal olarak kötüleştirdiği hastalar diz protez cerrahisine adaydır.

Ameliyat sonrasında toparlanma süreci oldukça hızlıdır. Genel durumu iyi olan ve kendini iyi hisseden hastalar ameliyattan 6-12 saat sonra ayağa kalkıp yürüyebilirler. Aksi bir durum olmadığı taktirde hastanede 4-5 gün kalınır ve bu sırada giderek artan derecede diz bükme çalışmaları, uyluk kaslarını kuvvetlendirici çalışmalar ve yürüme egzersizleri yapılmaktadır. Ameliyat sonrasında özel merkezlerde fizik tedavi ve rehabilitasyon her hastaya gerekmemekte, hastalar ev egzersiz ödevleriyle takip edilebilmektedir. Toparlanma aşamasında aceleci olmamak gerekir. Bir baston veya yürüteç desteği olmadan yürümeniz 3-6 ayı bulabilmektedir.