Down Sendromu bir kromozom bozukluğudur. Normal bireyler biri anneden diğeri babadan aktarılan 23 çift yani 46 kromozoma sahiptir. Down Sendromlu bireylerde ise iki tane olması gereken 21. kromozomdan üç kopya bulunur. Bu fazla kromozom ayrı bir 21 olabildiği gibi daha nadir olarak başka bir kromozoma yapışık olarak da bulunabilir. Down Sendromunda kromozom sayısı genellikle 47'dir ve bu nedenle trizomi 21 olarak da bilinir (Resim 1). Translokasyon tipi dediğimiz fazla 21. kromozomun bir başka kromozoma yapışık olarak bulunduğu durumda bakıldığında kromozom sayısının normal bireylerdeki gibi 46 olduğu görülür, ancak sonuçta 21. kromozom yine üç kopyadır. Down Sendromu olarak başlayan bir gebelik genellikle düşükle sonuçlanır, sadece %20-25'i doğabilir.
Down Sendromlu bireylerde fazla kromozoma bağlı olarak zeka ve bedensel gelişim etkilenir. Tipik yüz bulguları vardır, çekik gözler belirgindir ve elde eli boydan boya geçen simian çizgisi dediğimiz tek derin bir çizgi bulunur. Bulgular kendini doğumdan itibaren gösterir. Kalp hastalıkları yoksa genellikle 50-60 yaşlarına kadar yaşayabilirler, ancak ciddi kalp hastalıkları bu hastaların yaşamlarının ilk yıllarında kaybedilmesine neden olur.
Ortalama görülme sıklığı 800 canlı doğumda bir olarak bildirilmektedir. Ancak anne yaşı 35 olduğunda Down Sendromlu bir çocuğa sahip olma riski 350 de 1' e yükselmektedir. Bu risk 40 yaşında 100 de 1 olmaktadır. Dolayısıyla 35 yaş üzerinde gebe kalan annelerin çocuklarında risk artmaktadır. Ama bu söylenenler genç annelerin çocuklarında risk yok olarak algılanmamalı, onlar için de düşük olmakla birlikte risk bulunmaktadır. Down Sendromu, çoğunlukla kromozomların hücre bölünmesi sırasındaki dağılımında olan hatalar nedeniyle oluştuğu için, aslında her gebelik bir risk oluşturmaktadır.
Gebelik takibinde perinatologlar tarafından genel uygulama olarak gebeliğin ilk ve ikinci üç aylık dönemlerinde tarama testleri ve ultrason incelemesi yapılır ve riskli gebelikler bu şekilde saptanabilir. Yapılan bu testler ve ultrasonda saptanan bulgular riski belirleyebilir ancak tanı koyamaz, bunun için riskli gebeler danışma için genetik tanı merkezine yönlendirilerek kromozom incelemesi ve bunun için yapılacak genetik testler hakkında bilgi almalarının sağlanması gerekir.
Down Sendromlu çocuk öyküsü ya da 35 yaş ve üzerindeki gebeliklerde de genetik danışma ile aileler bilgilendirilerek bebek doğmadan önce kromozom incelemesi için yapılacak testler hakkında bilgilendirerek, tanı yöntemi seçmelerinde ve yöntemin sonuçlarını anlamalarında yardımcı olunmaya çalışılır.
Down Sendromlu bebekler çoğunlukla tipik yüz görünümü nedeniyle dikkat çekerler, fizik bulgular muayene sırasında belirlenebilir, bu nedenle muayene bulguları uyumlu olan çocukların aileleri çocuk hastalıkları uzmanları tarafından genetik merkezine yönlendirilerek danışma almaları ve tanı için periferik kandan kromozom incelemesi yapılması sağlanır.
21. kromozomun biri bazen başka bir kromozom üzerinde bulunabilir, translokasyon olarak adlandırılan bu durum yapısal bir bozukluktur ve yaşla ilgili değildir. Böyle bireylerde sağlık sorunları beklenmez ancak bazen kısırlık, tekrarlayan gebelik kayıpları gibi sorunlar gözlenebilir. Bu durum ancak kromozom incelemesi sonucu anlaşılabilir (Resim 2). Translokasyon taşıyıcısı bireylerin Down Sendromlu çocuk sahibi olma riskleri, yaştan bağımsızdır ve daha yüksek riske sahiptirler. Translokasyonu taşıyanın anne ya da baba olmasına bağlı olarak risk bazı durumlarda değişir. En riskli durum 21. kromozomların birbirine yapışık olduğu durumdur [t(21;21)] ve bu kişilerin yaşayan çocuklarının tümü Down Sendromu olacaktır. t(21;21) dışındaki diğer translokasyon taşıyıcılığı durumunda yardımlı üreme teknikleri sonrasında preimplantasyon genetik tanı ya da gebelik durumunda doğum öncesinde mutlaka kromozom incelemesi önerilmektedir.
Riskli gebeliklerde gebelik haftasına bağlı olarak kromozom incelemesi için üç farklı yöntemle fetal hücre elde edilebilir. Gebeliğin 11-12. haftalarında koryonik villus hücreleri (CVS), 16-20. haftaları arasında amniyon sıvısı hücreleri ve 20 hafta ve sonrasında fetal kan hücreleri kromozom eldesi için alınabilir. Bu işlemler tecrübeli bir perinatalog tarafından yapılmalıdır. Amniyosentez en sık uygulanan yöntemdir, ancak CVS' de daha erken sonuç alınması nedeniyle tercih edilmektedir. Bu girişimsel yöntemler ultrason eşliğinde yapılmaktadır. İşleme bağlı olarak % 0.5-1'lik gebelik kaybı riski mevcuttur. CVS' de bu risk %1-2 arasındadır.
Kromozomların incelenmesi, Down Sendromunda kesin tanı koyduran bir testtir. Karyotipte fazladan bir 21inci kromozom görülmesi ile tanı konulur. Bazen bulgular Down Sendromu ile uyumlu olmasına rağmen sonuç normal olabilir. Bu durumda mozaiklik akla gelmelidir. Mozaik olgularda bireyin bazı hücreleri normalken bazı hücreleri trizomiktir (Trizomi: normalde anneden bir, babadan da bir olmak üzere iki adet gelen belli bir kromozom bilgisinin hücrelerde üçüncü kez yeralmasıdır). Bu durumda başka bir hücre kaynağında kromozom incelemesi yapılmalıdır. Örneğin amniyon hücreleri normalken fetal kan hücreleri trizomik olabilir ya da periferik kan sonucu normalken cild örneklerinde trizomi saptanabilir. Mozaik olan hastaların yüz görünümü gibi fenotipik özellikleri, tüm hücreleri trizomik olanlarla aynı özellikleri taşır.
Kromozom analizi; hücre kültürü, kromozom eldesi, kromozomların boyanması ve mikroskopta incelenmesini içeren bir süreçtir. Kromozom elde edilebilmesi için hücrelerin ortama uyum sağlaması ve çoğalması gerekir. Nadiren hücreler ortama uyum sağlamaz ve kromozom elde edilemez. Bu durumda yaklaşık 1-2 gün gibi kısa bir sürede sonuçlanan yöntemler kullanılabilir. Bu yöntemler genetik tarama yöntemleridir. Sadece 21. kromozomun sayısı hakkında bilgi verir, bu kromozom dışındaki kromozomların ve 21. kromozomun yapısal özelliklerinin değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle her ne kadar kısa sürede bilgi verseler de, kromozom analizi, bakılamayan diğer durumları incelemek için mutlaka gereklidir.
Down Sendromu, zihinsel ve fiziksel gelişimi mutlaka etkiler. Bu etkinin derecesini önceden kestirmek mümkün değildir. Tedavisi olmayan bir durumdur, ancak destek tedavileri özellikle ilk aylardan itibaren fizik tedavi ve özel eğitim için yönlendirme ile yaşam kaliteleri arttırılabilir. Bu bebeklerde en büyük sorun aileleri tarafından kabul görmemeleridir. Ailenin çocuklarına gösterdiği ilgi aslında her şeyin temelidir. Bu nedenle ailelerin genetik danışma almaları, Down Sendromu hakkında bilgilendirilerek gerekirse psikolojik danışmanlık ile desteklenmeleri çok önemlidir.
Biz Tıbbi Genetik Anabilim Dalı olarak, ailelerle sıklıkla; çocuk doğmadan önce (Prenatal) gebelik takipleri sırasında Down Sendromu riski belirlendiğinde tanı ve tarama testlerinin yapılması, ya da çocuk doğduktan sonra (Postnatal) Down Sendromu şüphesi olduğunda tanı testlerinin yapılması aşamalarında karşılaşıyoruz. Riski değerlendirmek, tanısal testler hakkında bilgi vermek ve test seçimine yardımcı olmak, testin yapılması ve sonuçlarının değerlendirilmesi gibi konularda danışmanlık ve tanı hizmeti veriyoruz.
Sıklıkla başvurulan konular aşağıda sıralanmıştır:
a) 35 yaş ve üzeri bir gebe, tarama testleri normal olarak değerlendirildiğinde test yaptırıp yaptırmama konusunda danışabilir.
b) Gebelik takibinde sonucu trizomi 21 bulunan çiftler, Down Sendromu hakkında bilgi alarak gebeliği sonlandırıp sonlandırmama kararını verebilmek için danışabilir.
c) Translokasyon taşıyıcısı çiftler gebelik kararı vermeden önce danışabilir, preimplantasyon ya da prenatal tanı seçenekleri hakkında danışma isteyebilir.
d) Çocuğunda Down Sendromu saptanan aileler ikinci gebelik öncesi değerlendirme için danışabilir.
e) Bazen Down Sendromu görünümü olan bireylerde, anormallik beklenen dışında başka kromozomlarda olabilir, ya da anormallik belirlenemeyebilir. Bu durumlara yönelik bilgilendirme ve danışma için başvurulabilir.
f) Sendromik durumlarda kromozomlarda daha detaylı inceleme olanağı sağlayan yeni teknolojilerin uygulanması için ailelere danışma verilebilir.
Çok nadiren başka kromozom bozuklukları Down Sendromuna eşlik edebilir. Bu hastalarda ek olarak saptanan anormalliğe bağlı hastalık bulguları bulunabilir.
Down Sendromu özellikle lösemiler için risk oluşturan bir durumdur. İleri yaşlarda Alzheimer hastalığı, demans görülebilir.
Özellikle kalp hastalıkları yaşam kalitesi için çok kritiktir. Bu bireyler kardiyak anormallikler açısından mutlaka incelenmelidir.