Beslenme ve Diyetetik

Kronik Böbrek Yetmezliği ve Diyet Tedavisi


Hayatımızı sürdürebilmemiz için yemek yemek, su içmek, uyumak zorunludur, fakat özellikler bazı hastalıklar (kronik böbrek yetmeliği gibi) da yenilen yemeğin çeşidini ve su içmeyi azaltmak gerekmektedir. Kronik böbrek yetmezliğinde tedavinin en önemli noktalarından bir tanesi diyet tedavisidir.

Diyet tedavisi her zaman kişiye özeldir. Özellikle kronik böbrek yetmezliği (KBY)diyetinde, hastanın diyalize girme sıklığı, diyaliz yöntemi, kan bulguları, kişinin ağırlığı, idrar çıkışı olup olmaması, cinsiyeti, yaşı önem kazanmaktadır.

Enerji, doku ve organların çalışması ve sağlığını sürdürebilmesi için önem taşımaktadır. Gerekli enerji alınmazsa, vücut enerji için proteini kullanır, bu da kilo kaybına neden olur. Enerji kaynağı ise karbonhidrat ve yağlardır. Karbonhidrat türü olarak ekmek, makarna, pirinç pilavı protein içeren; şeker, nişasta, bal ise protein içermeyen karbonhidrat kaynaklarıdır.

Yağlarda besinlerin yapısında olan ve dışarıdan aldığımız yağlar olarak ikiye ayırmak mümkündür. Yağ her ne kadar enerji verse de aşırı miktarda tüketilmesi farklı hastalıklara neden olabilir.

Proteinler, vücudun yapı taşlarını oluşturmaktadır. Diyalize girmeye başlanmadan önce yapılan kısıtlamalar diyalize girmeye başladıktan sonra azalmaktadır. Hayvansal kaynaklı proteinler vücutta daha çok kullanılabilen protein türüdür. Bu nedenle diyetimizde hayvansal kaynaklı proteinlere de yer vermek gereklidir.

KBY hastalarında diyet enerjisi ayarlanırken genel olarak 35kkal/kg enerji verilmeye çalışılır, hastanın kilolu veya olması gereken ağırlığın altında olmasına göre enerji ihtiyacını farklılaştırmaktadır. Aynı şekilde protein miktarı da kişinin kuru ağırlığına göre ayarlanmaktadır. Kişi malnütrisyonda değilse; 1,2 g/kg kadar protein verilmektedir.

Çeşitli nedenlerden dolayı iştahsız olan KBY hastaları, önerilen kadar enerji ve proteini tükettirmek çok önemlidir. Malnütrisyon KBY hastalarının en önde gelen ölüm nedenlerinden bir tanesidir. Bu nedenle diyet planlarının dikkatli yapılması, kan bulgularının kontrolü ve gereksiz kısıtlamalar yapmamak gerekmektedir.

Böbrek yetmezliğinde vücutta sodyum birikmektedir. Bu da hipertansiyona, vücutta sıvı birikmesine ve kalp yetmezliğine yol açabilir. Diyette tuz ve sodyum alımı kısıtlanmalıdır. Tuz kısıtlı miktarda kullanmak için zeytin, tuzlu peynir, tuzlu bisküvi, cips, kraker, hazır çorbalar, bulyon tabletlerden uzak durmak gerekmektedir. Ayrıca tuzlu gıdalar, susuzluk hissini de artırdığı için fazla su tüketimine de neden olmaktadır.

Sıvı miktarı da dikkat edilmesi gereken konular arasındadır. İdrar miktarı ile alınması gereken sıvı miktarı doğru orantılıdır. İdrar azaldıkça, tüketilen sıvılarda azaltılmalıdır. KBY hastalarının dikkat etmesi gereken konulardan biride kan fosfor değeridir. Yüksek fosfor düzeyi, kemiklerden kalsiyum kaybına, kemik kırıklarına, kas güçsüzlüğü ve eklem ağrılarına neden olabilir. Fosfordan zengin besinlerin azaltılması fosfor düzeyinin indirilmesinde etkindir. Fosfor alımı 600-800 mg ile sınırlandırılmalıdır. Fosfor hemodiyaliz tedavisi ile tam olarak temizlenemediğinden fosfor bağlayıcı ilaçlar kullanılması gerekli olabilir.

Fosfordan zengin olan besinler; kurubaklagiller(kuru fasulye, nohut, mercimek, barbunya), bulgur, kaşar peyniri, tarhana çorbası, kuru yemişler ve yağlı tohumlar (ay çekirdeği, fındık, fıstık, ceviz, badem, kabak çekirdeği ), balık, çikolata, kurutulmuş sebze ve meyveler, meşrubatlar, kahve, kakao, baharatlar, hindistan cevizidir. Bu besinlerden uzak durmak ayrıca diyetisyenin önerdiği miktarda süt, yoğurt ve beyaz peynir tüketimi kan fosfor düzeyini düzenlemeye yardımcıdır.

Potasyum ise kalp ve kas çalışmasında önemli göreve sahiptir. Fakat KBY hastalarında fazla potasyum idrar ile atılamadığından, gereksinimden fazla tüketilmesi ciddi rahatsızlıklara neden olabilir. Günlük potasyum alımının 2 g altında olması hedeflenmedir.

Potasyum kısıtlaması sebze ve meyve tüketimin kısıtlanması ile yapılabilir. Potasyumdan zengin olan sebzeler (ıspanak, semizotu, asma yaprağı, tere, roka, kara lahana, enginar, kereviz, bakla, pazı ve kurutulmuş sebzeler) ve meyvelerden (kavun, kayısı, yeni dünya, kivi, nar, avokado, muz), patates, mantar, mısır, çikolata, kurtulmuş sebze ve meyvelerden uzak durmak gerekmektedir. Bunun haricinde sebze yemeklerini 4 yemek kaşığı ve meyvelerinde 2 porsiyonla kısıtlamak gerekmektedir. Meyve porsiyonları ise meyvelerin cinsine göre farklılaşmaktadır. Bir büyük boy elma 1 porsiyon meyve olarak düşünülürken, ½ orta boy (100 g) kadar portakal da 1 porsiyon meyve olarak düşünülmektedir. Meyve miktarını ayarlamak için bir diyet kitapçığından yararlanmak gereklidir.

Uzm. Dyt. İrem Olcay Eminsoy