SUPRAVENTRİKÜLER TAŞİKARDİ:
Özel-
likle genç hastalarda ani başlayıp ani sonlanan, alkol, çay, kah-
ve, sigara ve yorgunluk ile tetiklenebilen ve sıklığı hastadan hastaya
değişen çarpıntı ataklarıdır. Çarpıntı sırasında göğüs ağrısı, ani tansiyon
düşüşü, baş dönmesi veya bayılır gibi olma şikayetleri olabilir. Bu tür ritim
bozuklukları kalpte yüksek hıza neden olurlar, hız ne kadar yüksekse hastada
o kadar endişeli olur ve çarpıntının bir kez daha tekrarlayacağından veya ölüme
neden olacağından endişe eder. Halbuki bu durum kalp durmasına neden olmaz,
çoğunlukla iyi seyrederler. Tanıda çarpıntı sırasında çekilen kalp grafisinin önemi
büyüktür.
Derin nefes alıp ıkınma, derin öksürme, boyun damarına yapılacak kısa
süreli masaj ile bu çarpıntılar sonlandırılabilir.
Bunların fayda etmediği durumlarda
ilaç tedavisi ikinci seçenektir. Acil serviste damar yolundan yapılan ilaçlarla normal ritim
sağlandıktan sonra atak sıklığını azaltmak için ağızdan tedaviler başlanabilir. Hasta bu te-
daviler başlandıktan sonra mutlaka bir kardiyoloji uzmanına kontrole gitmeli, yapılacak
ek tetkikler ile altta yatan hastalığın tanı alması ve zaman geçmeden tedavisine başlan-
ması önemlidir. Hastanın ilaç sonrası kontrollerinde de ritim bozukluğu sık tekrarlar-
sa hastaların büyük bir kısmında çarpıntının tamamen ortadan kalkmasını sağlayan
“radyofrekans ablasyon”
yani
“yakma”
tedavisi önerilmektedir. Elektrofizyolojik
çalışma, kalpteki kısa devrenin nerede olduğunu bulma amaçlı yapılan, lokal anes-
tezi eşliğinde, çoğunlukla kasık ve boyun toplar damarlarına konulan kateterler
ve kalbe iletilen özel teller yardımıyla özel bir bilgisayar sistemi kullanılarak
yapılan bir testtir. Bu çalışma ile hastanın hissettiği çarpıntının laboratuar
koşullarında tekrarlanması, bu çarpıntının nereden kaynaklandığının
gösterilmesi amaçlanır. Tanıdan emin olunduktan sonra hastanın
çarpıntısına neden olan kısa devreler radyofrekans kullanıla-
rak ısı enerjisi ile yakılmakta ve ritim bozukluğunun te-
davi edilmesi sağlanmaktadır. Neredeyse yüzde yüze
yakın kür sağlayan bu tedavi bazı hastalarda ilaç
tedavisinden önce ilk seçenek olarak uygu-
lanabilmektedir. Hastanemizde yıllardır
deneyimli hocalarımızca yapılmak-
ta olan bu tedavi yönteminden
sonra hastanın ilaç kullan-
masına gerek kalmaz
ve hayatına kaldığı
yerden devam
edebilir.
ATRİYAL FİBRİLASYON :
Yaşlılarda daha çok görülür
ve ritmin hızlanmasıyla beraber aynı zamanda ritimde düzen-
sizliğe de neden olur. Genç hastalarda görüldüğünde de benzer
belirtilere neden olabilmekte ve yaşam kalitesini önemli derecede
bozabilmektedir. Bu ritim bozukluğu bir öncekine göre daha farklı bir
öneme sahiptir.
Çoğunlukla ileri yaşta görülen bu ritim bozukluğun-
da kalbin kulakçık kısmında pıhtı oluşup vücudun değişik organlarına
en sık olarak da beyne pıhtı atması söz konusu olabilmektedir. Hastanın
herhangi bir uzvunda güçsüzlük veya hiç oynatılamama, bilinç kaybı, ko-
nuşma bozukluğu, dilde peltekleşme gibi belirtilerle kendini belli eden bu
durumu engellemek amacıyla diğer ritim bozukluklarından farklı olarak te-
davilerinde kan sulandırıcı tedavisi de almaları gerekmektedir.
Bu tür hastalar
yakın kardiyoloji kontrolünde olması gereken hastalardır. Kullandıkları ilaçların
kanı inceltmesi nedeniyle kanatıcı özellikleri de bulunduğundan doktorunun ça-
ğıracağı belirli sürelerde mutlaka kontrollere gelinmelidir. Hastaların çarpıntısı-
nın arttığı dönemlerde yol yürümede sıkıntı, çarpıntı ve nefes darlığı gibi belir-
tiler oluşabilmektedir. Başlanacak tedavi iki unsuru hedefler; 1- hastanın ritim
bozukluğu uzun süredir mevcut değilse hastayı normal ritmine döndürüp nor-
mal ritimde takip etmek, 2-Hastadaki ritim bozukluğu uzun zamandır var ise
ritim bozukluğunun kalıcı olduğuna kanaat getirip kalp hızını kontrol altına
almaktır. Her ihtimalde de hastanın özel puanlama sistemlerinde risk profili
çıkartılıp, inme açısından riski yüksekse kan sulandırıcı tedavi verilmesi ge-
rekmektedir. Hastanın çarpıntıları sıklaştığında çoğunlukla ritim bozuk-
luğunun hızı kontrol altında değildir, kalp gereğinden fazla çalışıyordur,
bu tür durumda mutlaka ilaç tedavisinin düzenlenmesi bazen de ilaç
değişikliği yapılması gerekmektedir. Ritim düzenleyici ilaçların ve-
rildiği bu tür durumlarda hasta bunlardan da fayda görmez ise
çeşitli komplike üç boyutlu haritalama yöntemleriyle yakma
veya “kryoablasyon” denen özel bir yöntemle soğutarak
ritim bozukluğunun ortadan kaldırılması sağlanabi-
lir. Kontrolü zor olan bu ritim bozukluğunu de-
neyimli kardiyologların ellerinde yakma veya
soğutma tedavisi ile % 60-70 oranında çö-
zümü olabilmektedir. Bu tür işlemlerin
yan etkilerinden korunmak amacıyla
işlemlerin deneyimli ellerde yapıl-
ması önem taşımaktadır.
12
13