Sağlık Rehberi

Emzirme


Emzirme insan hayatının en az 4 milyon yıl kadar eski bir tecrübesidir. Emzirme bebeğe ilk ve en iyi besini sağlamanın yanısıra anne ile bebek arasında fiziksel ilişkiyi, ten temasını ve kucaklaşmayı da sağlar.

Emzirme sevginin, neşenin ve gücün bir hareketidir. Anne ile bebeğin bağlanmasının güzel bir resmidir. Bebek annesini emerken bir taraftan beslenerek açlığını gidermekte bir taraftan da anne ile anlamlı, güvenli ve dokunmayı gerektiren bir ilişki içerisinde olmaktadır. Doğumdan sonra, başarılı emzirme sürecinin başlayıp sürebilmesi için annenin her zaman desteklenmesi gereklidir. Destek olan kişilerin de emzirme konusunda bilgili ve istekli olmaları önemlidir.

Emzirme uygulamalarında çeşitli faktörler etkili olmakla birlikte, bu faktörlerde yapılacak iyileştirme ve düzenlemeler anne sütüne başlama oranını ve verme süresini artırmada etkili olmaktadır. Kadına daha gebeliği döneminde anne sütü ve emzirme konularında eğitim verilmesi önemlidir. Hatta gebe ile birlikte baba adayı, anneanne ve/veya babaannenin de eğitime alınması emzirme uygulamalarını desteklemektedir. Emzirme süreci yoğun, yorgun ve kaygılı geçen hassas bir süreçtir.

ANNE SÜTÜ MUCİZESİ

Anne sütü, insan yavrusunun ilk besini olmasının yanısıra bebeğin büyüme hızına, besin öğesi ihtiyaçlarına, metabolik ve sindirim kapasitesine uygun olan tam ve gerçek biyolojik bir oluşumdur. Bir çocuğun sağlığı, anne karnındaki hayatı ve doğumdan sonra iki yaşına kadar olan 1000 günde belirlenmektedir. Bebeğin beyni, ilk iki yaşta doğduğundaki ağırlığının yaklaşık 4 katına çıkmaktadır. Beyin fonksiyonlarının çoğu bu dönemde gelişmektedir. İlk iki yaş çocuğun yürümeye ve koşmaya, konuşmaya başladığı, üzülmek, sevmek ve korkmak gibi pekçok duyguyu öğrendiği önemli bir dönemdir. Bu dönemdeki beslenmenin özellikle de anne sütü almanın büyük rolü çok sayıda bilimsel çalışmayla desteklenmektedir.

İlk 1000 günde iyi beslenmiş çocukların okul başarıları daha yüksek, çocukluk ve yetişkinlikteki obezite, şeker ve kalp damar hastalığı gibi kronik hastalıklar ve ruh sağlığı sorunları daha az olmaktadır.

Anne sütünün bileşimi, tadı ve kokusu günden güne hatta aynı gün içinde bile farklılık göstermektedir. Ağız sütü (kolostrum) doğumdan sonraki ilk 3-5 gün üretilen çok özel bir süttür ve bebeğin ilk aşısıdır. Bebeğin doğumdan sonra karşılaşacağı hastalıklara karşı korunmasını sağlar. Kolostrum aynı zamanda bebeğin doğumdan sonra ilk kakasını yapmasına yardım ederek sarılığa neden olan bilirubin denilen maddenin de barsaklar yoluyla bebeğin vücudundan atılmasını sağlar. Kolostrumdan sonra gelen süte olgun süt denir. Olgun süt, önsüt ve son süt olmak üzere iki kısımdan oluşur. Ön süt emmenin başında gelen, fazla miktarda üretilen ve bebeğe su ve süt şekeri sağlayan kısımdır. Son süt içerdiği fazla yağ nedeniyle ön süte nazaran daha beyaz görünümdedir ve bebeğe daha fazla enerji sağlayan ve karnını doyuran kısımdır. Bu nedenle, bebeğin anne memesinden erken ayrılması ve diğer memeye geçilmesi bebeğin daha fazla sulu ve laktoz denilen süt şekerini almasına ve sütün yağlı kısmından daha az faydalanmasına neden olur. Bunun sonucunda da karnı doymayan, laktozlu sütü fazla içmesinden kaynaklanan gazı olan ve yağlı süte ulaşamadığı için de kilo alımı az olan bir bebek ve bunun için üzülen mutsuz bir aile karşımıza çıkar. Sağlıklı ve başarılı emzirme için sağlıklı bir anne ön koşuldur. Anne iyi dinlenmeli, yeterli ve dengeli beslenmeli, mutlu ve huzurlu olmalıdır. Yeni doğum yapmış kadın oldukça duygusaldır. Çok kolay motive olabilirken çok da kolay morali bozulabilir. Kendinden ne kadar emin olursa olsun yakın çevresinin, komşuların ve misafirlerin söyledikleri olumlu veya olumsuz sözlerden kolayca etkilenebilir. Bebeği emzirmenin dışında kalan zamanlarında dinlenmeli ve yemek yemelidir. Bebeğin emme dışındaki tüm ihtiyaçları (gaz çıkarma, bez değiştirme, banyo gibi) özellikle ilk 4-6 hafta anneye yardımcı olan kişiler tarafından yapılarak anneye uyku için zaman bırakılmalıdır. Anne sütü kolay ve hızlı sindirildiği için ilk haftalarda bebekler sık sık acıkma belirtileri göstererek emmek isteyebilirler. Anneler bu durumda sütlerinin yetmediğini düşünmek yerine bebekleri istedikçe onları emzirmeleri süt üretimlerini de artıracaktır. Memeler arz ve talep prensibiyle süt üretirler. Yani bebek ne kadar sık memeye gelir ve yeterli süre emerse annenin sütü de o oranda yapılacaktır. Bebek büyüdükçe bu sıklık azalacaktır. Yeni doğum yapmış bir annenin en büyük sorunlarından biri de bebeğin memeye yanlış tutturulması ile oluşan meme ucu yaralarıdır. Bu durumda emzirme zamanları, sık sık emmek isteyen bir bebekle anne için eziyet haline gelebilir. Anne bebeğini memeye tuttururken ve emzirirken acı hisseder. Dolayısıyla, konforlu ve mutlu bir emzirme sağlanamaz. Bütün bunların yaşanmaması veya en azından kolay atlatılması için gebelik döneminde ve doğumdan hemen sonra doğru emzirme teknikleri kadına ve yakın çevresine anlatılmalıdır. Emzirme işine başlamadan önce anne rahat bir koltukta dik oturmalı ve sırtını mutlaka bir yere dayamalıdır. Annenin bebeğini doğru tutması, bebeğin de meme ucunu ve etrafındaki kahverengi kısmı (areola ) doğru kavraması bu işi başarmada esastır.

ANNE BESLENMESİ

Başarılı emzirme sürecinde, annenin sağlıklı olması için en önemli faktörlerden  olan yeterli ve dengeli beslenmeyi de ihmal etmemek gerekir. Beslenme planı içerisinde sağlıklı besinler yer almalıdır. Sağlıksız atıştırmalıklar ve ’süt olsun’ diye abartılı tüketilen tatlıların süt kalitesini artırmada hiçbir katkısı olmazken annenin de doğum sonrası aşırı kilo almasına neden olacaktır. Daha önce de vurguladığımız gibi, annenin mutlu olması önemli olduğu için anne tatlı yediğinde mutlu oluyorsa sütlü ve meyveli tatlıları, şerbetli hamur tatlıları yerine tercih edebilir. Sıvı alımı 3lt civarında olmalı, özellikle su, bitki çayları, şeker yerine pekmezle tatlandırılmış kompostolar, ayran ve süt gibi içecekler tercih edilmelidir. Bitki çayları da günde 1-2 fincan kadar ve daha çok süt üretiminde etkisi olabilecek ısırgan otu, rezene gibi çaylar olmalıdır. Kalsiyum yönünden zengin süt, yoğurt, peynir, yeşil yapraklı sebzeler tüketilmelidir.Anne sütünün kalitesini protein alımı etkilediği için et, peynir, yumurta gibi besinler her gün düzenli tüketilmelidir. Omega 3 yağ asidi yüksek besinler öncelikle balık olmak üzere, ceviz, semizotu, roka tüketilmesi anne sütünün yağ asidi içeriğini artıracaktır. Taze sebze ve meyveler posa, vitamin ve mineraller bakımından zengin içerikleri sebebiyle her öğüne eklenmelidir. Çay ve kahve tüketimi mümkün olduğunca azaltılmalıdır. İçildiğinde de öğünlerden 1.5-2 saat sonra çok açık ve limonlu tüketilmelidir.İyotlu tuz kullanılmalı ve yemeğe, ocaktan indirirken en son atılmalıdır. Başarılı emzirmede devamlılık esastır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve UNICEF’in 2003 yılındaki en son önerisi, ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmenin ardından bebeğe tamamlayıcı besinlerin başlanması ile birlikte anne sütüne 2 yaşına kadar devam edilmesidir. Ancak , doğumdan bir süre sonra işe başlamak zorunda olan kadınlar için emzirme sürecinde kesinti olmadan da emzirmeye 2 yaşına kadar devam etmek zor değildir.Bunun için de, emzirme, süt sağma, sağılan sütü saklama ve sağılan sütün bebeğe verilmesi gibi konuların iyi bir şekilde planlanması yeterlidir. Kadın işe başlamadan 10-15 gün önce hergün bir kaç kez süt sağarak ve derin dondurucuya koyarak bir süt rezervi oluşturması yararlı olacaktır. Sağılan sütler özel steril süt saklama poşetlerinde üzerlerine sağım tarihi ve miktarı yazılarak derin dondurucuda saklanabilmektedir. Bu süt rezervi hem işe başlayacak anneye güven verir ,hem de yoğun iş temposuyla karşılaşan annenin süt sağamama veya az miktarda süt sağma gibi durumlarında anneyi rahatlatır. Süt sağımı öncesinde annenin ellerini su ve sabunla yıkadıktan sonra, su ile kaynatılarak steril edilmiş pompa aparatları yardımıyla rahat bir yerde oturarak ve mümkünse bebeğinin fotoğrafına bakarak, birşeyler okuyarak veya müzik dinleyerek süt sağması önerilir. Sağımın her meme için 15-20 dk kadar yapılması gerekir. Sağılan anne sütü oda ısısında 3 saat, buzdolabında  3 gün ve derin  dondurucuda 3 ay süreyle muhafaza edilebilir. Annenin iş yerinde sağdığı süt bebeğe kaşık, şırınga, suluk veya kaşık biberon gibi anne memesinden uzaklaşmasına neden olmayacak araçlarla verilirse anne işten eve döndüğünde, bebeği onun memesini reddetmeyecek ve süt üretiminin devamlılığı sağlanacaktır. Unutulmamalıdır ki; meme en iyisidir. Anne sütü ve emzirme, çocukların hayatlarında büyüme ve gelişme yönünde merkez bir pozisyonda yer almaktadır. Başarılı emzirmeyi devam ettirmek ve bebeğin daha uzun süre anne sütü almasını sağlamak için eşler, aile üyeleri, tüm sağlık çalışanları, ilgili resmi kurumlar ve sivil toplum kuruluşları emzirme hareketinin korunması, özendirilmesi ve desteklenmesi konularında el ele vererek emziren kadınların yanında olmadırlar. Anne sütü eve emzirme ile ilgili her türlü soru ve sorununuzda bir emzirme danışmanına ulaşarak  çözüme ulaşın ki, başarılı emzirme yolunuzdan geri kalmayın.