Sağlık Rehberi

Yaz Enfeksiyonları


Yaz ayları başta sindirim sistemi enfeksiyonları olmak üzere göz ve kulak enfeksiyonları, solunum yolu enfeksiyonları, el ayak hastalığı gibi bazı döküntü ile seyreden enfeksiyonlar, mantar enfeksiyonları gibi hastalıkların sıklığının arttığı dönemlerdir. Yine özellikle keneler ile bulaşan hastalıklar yönünden dikkatli olunmalıdır.

Göz Enfeksiyonları
Yaz aylarında havada toz yoğunluğunun artması, temiz olmayan havuz ve deniz suyuna girilmesi gibi nedenlerle göz enfeksiyonları daha fazla görülür. Gözlerde kızarıklık, çapaklanma, sulanma, yanma-batma hissi ve ışık hassasiyeti başlıca yakınmalardır. Bu durumda bir göz hekimine başvurmak gereklidir. Bakterilere bağlı gelişen göz enfeksiyonları antibakteriyel tedavi ile 1-2 hafta içerisinde normale döner. Virüslerin neden olduğu göz enfeksiyonları ise genellikle bulaşıcı özellikte olup hızla yayılabilir ve kalıcı hasarlara neden olabilir.

Kulak Enfeksiyonları
Isınan hava nedeniyle serinlemek amacıyla havuz ve denizlerin daha sık tercih edilmesi kulak enfeksiyonlarında da artışa sebep olur. Yine üst solunum yolu enfeksiyonlarının ardından da görülebilir. Dış kulak yolu enfeksiyonları özellikle ılık ve nemli ortamlara bağlı olarak ortaya çıkar. Pamuklu çubuklar gibi yabancı cisimler ile travma, kulaklıklar, yüzme ve sık banyo riski arttırır. Kulak ağrısı, dış kulak yolunda şişme, kulak akıntısı, tıkanma ve duyma sorunları görülür. Bu belirtiler varlığında doktora başvurmak gerekir. Tedavi için antibiyotikli kulak damlaları, ilerlemiş vakalarda ağızdan antibiyotik tedavisi gerekebilir. 

Solunum Yolu Enfeksiyonları
Solunum yolu enfeksiyonları kış mevsimi kadar yaz aylarında da sık görülen hastalıklardır. Viral ve bakteriyel üst solunum yolu enfeksiyonları kadar klima, soğutma sistemleri ve havuzlardan kaynaklanabilen Lejyoner Hastalığı ve diğer atipik enfeksiyonlar yaz aylarında önemli problemlere yol açabilirler. Belirtiler ateş, halsizlik, kas ağrıları, öksürük, balgam ve ilerleyen süreçte nefes darlığı olarak ortaya çıkar. Virüs enfeksiyonlarının tedavisinde destek tedavisi, bakteriyel enfeksiyonlar tespit edildiğinde uygun antibiyotik tedavileri önerilir. 
Bu hastalıkların önüne geçebilmek için sık sık el yıkamak, klima ve soğutma sistemlerinin düzenli bakımlarını ve kontrollerini yaptırmak, havuzların bakım, havalandırma ve ilaçlamalarının yapılmasını sağlamak, bol sıvı tüketmek ve sağlıklı beslenmek önem taşır. 

İshal ve Besin Zehirlenmeleri
Havaların ısınması ile birlikte su ve besin kaynaklı enfeksiyonlar hızla artmakta, zaman zaman salgın boyutlarına ulaşabilmektedir. Gelişmiş ülkelerde su ve gıda hijyenine verilen önemin artmasına karşın deniz ve havuz kaynaklı bulaşlar, toplu yapılan gemi ya da otel tatilleri yaz aylarında ishal ve besin zehirlenmelerine neden olmaktadır. 
İshal, dışkılama sayısının artması ve kıvamının yumuşaması olarak tanımlanabilir. Virüsler, bakteriler ve parazitlere bağlı olarak gelişen ishaller, basit sulu ishalden kanlı ishal ve dizanteriye varan geniş bir yelpazede görülebilir. 
Ateş, karın ağrısı, bulantı ve kusma çoğunlukla ishale eşlik eder. Küçük çocuk ve yaşlılarda sıvı ve tuz kaybına bağlı organ yetmezlikleri, hatta hayati tehlike oluşabilir. Ağız kuruluğu, ciltte kuruma, halsizlik, dalgınlık ve ateş varlığında mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmak gereklidir. Tedavide asıl amaç sıvı ve destek tedavisidir. Ancak bakteri ve parazitlere bağlı gelişen ishallerde antimikrobiyal tedavi gerekebilir. 
Yaz aylarında ishal ve besin zehirlenmelerinden korunmanın en etkili yolu sık sık ellerimizi yıkamak, kaynağı bilinmeyen denetimsiz su ve diğer yiyecek ve içeceklerden uzak durmak, sebze ve meyveleri bol temiz su ile yıkadıktan sonra tüketmek, krema ve et içeren yiyecekler başta olmak üzere tüm gıdaların hazırlanma ve saklanma koşullarına dikkat etmektir. 

Kene Kaynaklı Enfeksiyonlar
Kene ile bulaşan enfeksiyonlar yaz aylarında görülen enfeksiyonlar arasında yer alırlar. Kene, mutlaka bir canlıya tutunarak kan emmek zorunda olan bir dış parazittir. Keneler için beslenme dönemi ilkbahar ve sonbahar arasında yaz mevsimindedir. Birkaç gün ile birkaç hafta arasında konağına tutunarak kan emerler ve bu sırada daha önce enfeksiyon taşıyan bir hayvandan hastalık etkenlerini almışsa tutundukları kişiye bu mikrobu bulaştırabilirler. Kenelerden insanlara bulaşan başlıca hastalıklar Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), Lyme hastalığı, Q ateşi, Kene kaynaklı ensefalit, Akdeniz benekli ateşi, Monositik erlihyoz, Granülositik erlihyoz, Babezyoz olarak sıralanabilir. 


Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, kenelerle bulaşan viral hastalıklar içinde en geniş yayılma alanına sahip olup 30’dan fazla ülkeyi etkilemektedir.  Ülkemizde ilk kez 2002 yılında görülen ve tanımlanan hastalık, her yıl Nisan-Ekim ayları arasında görülmekte ve Haziran-Temmuz aylarında en yüksek düzeye ulaşmaktadır. İlk kez Tokat yöresinde görülen hastalık ağırlıklı olarak İç Anadolu Bölgesinin kuzeyi, Karadeniz Bölgesinin güneyi ve Doğu Anadolu Bölgesinin kuzeyinde görülmektedir. KKKA virüsü hayvanlarda hastalık oluşturmamasına rağmen, insanlarda hastalığa neden olmaktadır. Virüs taşıyan kenenin tutunması, virüs taşıyan kenelerin çıplak el ile ezilmesi, kanında virus bulunan insanların ve hayvanların kan, doku ve salgıları ile temas yollarıyla bulaşır. Kuluçka süresi, virüsün alınma şekline bağlı olmakla birlikte 3-7 gün arasında değişmektedir. Virüsle temas eden beş kişiden birinde hastalık bulguları görülmektedir. İnsanlarda hastalık ateş, üşüme, titreme, yaygın kas ağrıları, baş ağrısı, bulantı-kusma, ishal, yüzde ve gözlerde kızarıklık, makülopapüler döküntü gibi yakınmalarla kendini gösterir. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde kanamalar ve ciltte kanamaya bağlı morluklar görülebilir. Tedavisinde sıvı ve kan desteği esastır. Ancak asıl olan bu hastalıktan korunmaktır. 
-Kene riski olan yerlerde bulunulduğunda, vücudu tamamen örtecek giysiler giyilmeli ve açık renkli elbiseler tercih edilmelidir. Kenelerin vücuda girebileceği açıklıkların kapatılması önemlidir (Pantolon paçalarının çorap içine konulması, çizme giyilmesi vb.).
-Kırsal alanlara gidildiğinde vücudun açıkta kalan kısımlarına “repellent” olarak bilinen böcek kovucu kremlerin sürülmesi, birkaç saat boyunca kenelerin vücuda yaklaşmalarını engellemektedir.
-Dış elbiselere, yıkamaya da dayanıklı olan, etki süresi uzun kene öldürücü ilaçlar (insektisit) sürülmesi etkili bir korunma aracı olabilmektedir.
-Vücut kene yönünden sık sık kontrol edilmeli, kene varsa bir pens veya cımbızla, kenenin deriye yapıştığı yerden tutulup sağa sola oynatılarak çivi çıkarır gibi çıkarılmalıdır. Kene vücuttan ne kadar kısa sürede çıkarılırsa hastalık riski de o kadar azalmaktadır. Keneyi vücuttan uzaklaştırma konusunda bilgi sahibi olmayanlar vücuda yapışmış kenenin uzaklaştırılması için Sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.  Vücuttan kene uzaklaştırmak usulünce yapıldığı takdirde kolayca ve risksiz yapılabilecek bir işlemdir. Kene çıkarıldıktan sonra kenenin yapıştığı yere tentürdiyot gibi antiseptik maddeler sürülmelidir. Vücuduna kene yapışan kişiler 10 gün boyunca ani başlayan ateş, bas ağrısı, yoğun halsizlik, bulantı ve kusma gibi yakınmalar yönünden kendilerini izlemeli, böyle bir yakınmanın olması durumunda en yakın sağlık kurulusuna başvurmalıdır.